Fiil Cümlesi
Yüklemi çekimli bir fiil olan cümlelerdir.
Bu
fiil şahıs ve kip eki alarak çekimlenir.
Türkçede (başka dillerde de)
fiil cümlesi isim cümlesinden daha çok kullanılır.
Annem dün
sessizce odama girdi. Beni yine, yorgun gözlerimin önünden hiç
ayrılmayan, bir gün bile elimden düşmeyen, parmaklarımın arasında ezilip
büzülen kitabımın karşısında okumaktan gözlerimin feri kaçmış,
düşünmekten alnımı kırışmış gördü. En ziyade düşman olduğu bu cansız
arkadaşıma kinli bir nazar attıktan sonra bir iskemle çekti, karşıma
oturdu, bol bir nefes aldı. Belli ki mühim bir şey, çok düşünülen ve az
söylenen endişelerden, aile üzüntülerinden birini bana açmak istiyordu.
Bunu ben onun bir iğne izi kadar ince iki gölge ile, belirsizce çatılan
kaşlarından anlamıştım, hatta bu keşfimde o kadar ileri gittim ki, bana,
artık bu sefer katî bir tarzda, izdivaç meselesini açacağına bile
hükmettim. İzdivaç meselesi... Hakikaten de hiç yanılmamıştım. "Kızım!"
diye resmî, ciddî, yüksekten, kalın bir ses perdesiyle başladı, bir çok
defalar dinlediğim fikirleri, sebepleri, delilleri, mukayeseleri kendine
mahsus muntazam bir mantık zincirine bağlayarak, sakin, heyecansız ve
soğukkanlı, söyledi, söyledi, son hükmünü de verdi:
-Sen
ilkbahara kadar, mutlaka evleneceksin! (P. Safa, Gençliğimiz)