Online-Bilgi Yardımı
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Online-Bilgi Yardımı

Online-Bilgi | Uzun Soluklu Paylaşım
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 ****** ve diğer dünya liderleri-aradaki farklar

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Teorim
Forum Admin
Teorim


Mesaj Sayısı : 540
Kayıt tarihi : 02/04/10
Nerden : Türkiye

Atatürk ve diğer dünya liderleri-aradaki farklar Empty
MesajKonu: ****** ve diğer dünya liderleri-aradaki farklar   Atatürk ve diğer dünya liderleri-aradaki farklar Icon_minitimeC.tesi Mayıs 22, 2010 3:14 pm

****** yalnızca Türk tarihinde değil, dünya tarihinde de en
demokrat, en çağdaş liderlerin başına gelir. ******’ün dönemine ve o
günkü ülkelerin yönetim şekilleri ve liderlerine bakarsak bunu daha iyi
anlamış oluruz.







******’ün kurduğu sistem tamamen millî bir modeldir. ******’ün
temel çıkış noktası Türk milletinin içinde bulunduğu şartlar ve
ihtiyaçlarıdır.


****** bu konuda, 29 Ekim 1930 tarihinde cumhuriyetin ilânının
yedinci yılı kutlamaları münasebetiyle Ankara’daki Türk Ocağı Genel
Merkezi’nde, Amerikalı gazeteci Miss Ring’e verdiği demecinde şöyle
söylüyor:


”Türkiye bir maymun değildir.
Hiçbir milleti taklit etmeyecektir.
Türkiye;
Ne Amerikanlaşacak!..
Ne Batılışacaktır!..
O sadece özleşecektir!..”

“Bir Ulus için saadet olan bir şey diğer bir ulus için felâket
olabilir.. Aynı neden ve şartlar, birini mesut ettiği hâlde, diğerini
bedbaht edebilir.


Onun için bu millete gideceği yolu gösterirken dünyanın her türlü
biliminden, buluşlarından, ilerlemelerinden faydalanalım. Lâkin
unutmayalım ki asıl temeli kendi içimizden çıkarmak zorunluluğudur.


Hiçbir millet aynen diğer milletin taklitçisi olamaz, olmamalıdır.
Çünkü, böyle bir millet ne taklit ettiği milletin aynısı olabilir; ne
de kendi milleti içinde kalabilir. Bunun sonucu kuşkusuz ki hüsrandır.
(1)


******çülüğe saldıran bazı içteki ve dıştaki hain çevreler, şöyle
söylüyorlar:


Dünyadaki bütün İzm’ler yıkıldı. Lelin’in Rusya’sı, Hitler’in
Almanya’sı, Mussolini’nin İtalya’sı, Tito’nun Romanya’sı, Enver Hoca’nın
Arnavutluğu; neden hâla Türkiye’de Kemalizm yaşıyor?.


19 Ocak 1998 tarihli Alman haber dergisi “Süd Deutsche Zeitung”
açık açık “Yıkılma Sırası Türkiye’deki Kemalizm’de” diyor… Avrupalıların
bu gayretleri ve niyetleri açık; ****** onların, Türk İstiklâl
Harbi’nde boylarının ölçüsünü almıştı.


Ulu Önder Büyük ******’ün, yaşadığı çağdaki liderlerin kimi,
faşist diktatör, kimi komünist diktatör, kimi kraldı. ******’ün, o
anlayışına karşın, bugün demokrasi edebiyatı yapan bazı ülkelerin
******’ün ne kadar gerisinde kaldıklarını akıl sahipleri açık açık
görürler. ******, her türlü diktatörlüğe, komünizme, faşizme ve her
türlü emperyalizme karşıydı. Bu konunun kısa bir kıyaslama yöntemiyle
izah edilmesinde fayda vardır:



SMİTH: Bir ekonomisti. Her olayı arz, talep eğrisi üzerinde
incelemiş, bütün olayları maddî bir bakış açısıyla ele almıştır. Sosyal
olayların, manevî ve ahlâki boyutu A. Smith’i hiç ilgilendirmez. Hareket
noktası serbest piyasadaki arz taleptir. Bu denge kendiliğinden oluşur.
Temel felsefesi ise çıkardır. Her birey çıkarına göre davranır.
“Bırakınız yapsınlar…” mantığına dayanır. Amaç daha fazla kazanmaktır.
A. Smith için çevre kirliği, doğal dengelerin bozulması hiç önemli
değildir. Ona göre esas olan daha çok kazanmaktır.


MARX: İnanç ve maneviyatı reddeden bir filozoftur. Her olayı
maddeci bir bakış açısından yorumlayarak, işçi sınıfının egemenliğini
savunur. Hareket noktası tez, antitezdir. Kaynakların devlet eliyle
bölüşümünü ve katı devletçiliği savunur. Dini, özel teşebbüs ve serbest
Pazar ekonomisini reddeder. Bu felsefe 1990’lı yılların başında bütün
dünyada iflâs etmiştir.


ATATÜRK: Dünyada geçmiş ve günümüzde bütün sosyal bilimcilerin,
deney yapacakları ve fikirlerin doğruluğunu test edebilecekleri bir
laboratuar imkanları ve ortamları olmamıştır. ****** ise, meydana gelen
sosyal, siyasî, ekonomik ve askerî olayların tam ortasında kalarak,
bulduğu çözüm yollarıyla başarılı olmuştur. Ortaya çıkan problemlerin
arkasından koşmak yerine önce olayı tanımlayıp sonra, doğru teşhis ve
doğru tedavi programlarını uygulayarak başarılı olan dünyadaki tek
istisna liderdir.



Mensup olduğu milleti ne katı devletçiliğin keyfiliğine ne de her
şeyi özel teşebbüsün insafına terk etmeyerek; bunlar arasında milletin
ihtiyaçlarına ve savaştan yeni çıkmış bir devletin ekonomik gücüne göre
çok dengeli bir karma ekonomik modeli, o yıllarda dünyayı saran ekonomik
buhrana rağmen, başarıyla uygulamıştır.


******, 1 Kasım 1937 tarihinde TBMM’nin açılış konuşmasının bir
bölümünde şöyle söylüyordu:


”…Bundan sonrası için, bütün uçaklarımızın ve motorlarının
memleketimizde yapılması ve harp hava endüstrimizin de bu esasa göre
geliştirilmesi zorunludur. (…) (2)


******’ü anlamadığımız için bu hâllere gelindi.. Büyük ******’ün
döneminde dünyada yaşanan ekonomik buhrana rağmen kalkınma hızı %
23.2’dir. Diğer yandan sanayide ise Kayseri Uçak Fabrikası’ndan “-şimdi
içerisine girebilmek için kapısında kırk yıldır beklediğimiz-“ bazı
Avrupa ülkelerine savaş uçağı satarken, şimdi bize ne oldu?..


******, devrinde yaşamış diktatörlerin hiçbirini tasvip etmediği
gibi hiçbir zaman diktatörlük heveslisi olmamıştır.


O zaman ki liderlerden Almanya’nın faşist lideri Adolf Hitler ve
İtalya’nın faşist lideri Mussolini ile Rusya’nın Komünist lideri Stalin
sivil devlet başkanıyken dahi askerî üniformayla dolaşırken, ******,
bir mareşal olduğu halde üniformasını nadiren askerî manevralarda
giymiştir. Söz dünyadaki diktatörlerden açılınca, ******, onları kast
ve gareze dayalı değerlendirmez ve doğrudan itham etmezdi… Yeri
geldiğinde, haklarında çok objektif değerlendirmelerde bulunurdu…


Rus ihtilâlinin yıl dönümünden birkaç gün önce Stalin uzun bir
konuşma yaparak, Türkiye üzerindeki hain emellerini açığa vuracak kadar
taşkınlık göstermiş; Türkiye, İran, Yakın ve Uzak Doğu memleketlerinden
“Rus Bölgesi” diye söz edince; Türkiye’nin Moskova büyük elçisinin
durumu derhâl ******’e bildirmesi üzerine, ****** Rusya’nın,
Ankara’daki büyük elçisi Karahan’a, derhal muhatabına iletilmek üzere
Stalin’e aşağıdaki çok ağır cevabı verir:


”Moskova’daki, Kalinin midir, Stalin midir, ne Allah’ın belası
ise, o herife söyleyin, biz Türkler asırlarca Rusya’nın göbeğinde rakı
içmiş bir Milletiz. Gerekirse yine de içmesini biliriz.” (3)


******, Türk milletinin haysiyetini, canından aziz bilir ve her
şeyin üstünde tutardı… Uluslar arası meselelerde mutlaka mütekabiliyet
esasına göre hareket eder, herkesin anlayacağı dilden cevabı vermekten
hiçbir şekilde çekinmezdi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
****** ve diğer dünya liderleri-aradaki farklar
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Ardından Söylenenler Ve Yazılanlar - Dünya Liderleri-Gazeteler-Yazarlar
» Türkiye’de ****** Düşmanlari Cirit Atarken çinliler ******’e Nasil Bakiyor?
» Ulu Önder ******'ün Soy Ağacı - ******'ün Soy Kütüğü
» Tüm dünya aslında Türk'tür!
» II. Dünya Savaşı

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Online-Bilgi Yardımı :: Kültür - Sanat - Tarih - Biyografi - Şiir :: ****** Köşesi-
Buraya geçin: