Online-Bilgi Yardımı
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Online-Bilgi Yardımı

Online-Bilgi | Uzun Soluklu Paylaşım
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 ****** Müzeleri

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Teorim
Forum Admin
Teorim


Mesaj Sayısı : 540
Kayıt tarihi : 02/04/10
Nerden : Türkiye

Atatürk Müzeleri Empty
MesajKonu: ****** Müzeleri   Atatürk Müzeleri Icon_minitimeCuma Mayıs 21, 2010 4:10 pm

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

****** bilindiği gibi 1881 yılında Selanik'te doğmuştur. Onun, doğduğu,
çocukluk ve gençlik günlerinin bir kısmını geçirdiği, memleketin hür
bir idare rejimine kavuşması için arkadaşları ile birlikte karar verdiği
tarihi ev bugün (****** Evi) adıyla müze olarak tanzim edilmiş ve
ziyarete açılmıştır.

****** Evi bugünkü Selanik'in Aya Dimitriya mahallesinde ve Apostolu
Pavlu caddesi üzerinde 75 numaradadır. Bitişiğinde Türk Konsolosluğu
vardır.
Selanik'te ****** Evi, arşiv kayıtlarına göre, Selanik'in Koca Kasım
Paşa mahallesi, Islahhane caddesi üzerindedir. Ev, bodrumu ile birlikte
üç katlı ve bir avlu içerisindedir.
Selanik arşiv belgelerinden edinilen bilgilere göre, şimdi müze olan
****** Evi, 1870 yılından önce Rodoslu müderris Hacı Mehmed tarafından
yaptırılmış olup önce İbrahim Zühdü adlı birisine, daha sonra da yine
Selanik halkından Abdullah Ağa ve Eşi Ümmü Gülsüm'e satılmıştır. Bu
kayıtlardan anlaşıldığına göre Ev, ******'ün babası Ali Rıza efendi
tarafından inşa ettirilmemiş, sahiplerinden kiralanmıştır.
******'ün babası Ali Rıza Efendi, bilindiği gibi, bir süre Selanik
Evkaf katipliğinde bulunmuş, gümrük memurluğu yapmış, 1876 yılında da
Selanik "Asakir-i milliye taburunda birinci mülazım olarak görev almış,
daha sonra serbest ticaret hayatına atılmıştır.
Selanik'in tanınmış ailelerinden Sarıgüllü Hacı Sofulardan Feyzullah
Ağa'nın kızı Zübeyde Hanım'la 1878 yıllarına doğru evlenen Ali Rıza
Efendi Kırmızı Hafız diye şöhret bulan babası Ahmed Efendi'nin (Subaşı)
mahallesindeki evinden ayrılarak Koca Kasım Paşa mahallesindeki aslı
vakıf olan şimdiki evi sahiplerinden kiralamış eşi ile birlikte bu eve
taşınmışlardır. Ev o zamanlar, etrafı yüksek duvarlarla çevrili olup,
harem ve selamlığı olan üç katlı tapu kayıtlarına göre ( Bir bab fekani
oda ve bir divanhane ve bir tahtessema ve iki bab tahtani oda, bir çeşme
bir miktar avlu) klasik, çıkartmalı bir evdi. Dış yüzü sıva üzerine
pembe boyalı olup alt pencerelerine emir, üst pencerelerine de ahşap
kafesler yapılmıştır. ****** 1881 yılında bu evin ikinci katındaki sol
tarafa düşen ocaklı odada doğmuştu. Ali Rıza Efendi'nin 1888 yılında
ölümünden sonra, genç yaşında dul kalan Zübeyde Hanım, oğlu küçük
Mustafa (******) kızları Naciye ve Makbule, ile biraz da geçim
masraflarını hafifletmek üzere, bu pembe evden taşınmışlar, yanındaki
daha küçük bir eve nakletmişlerdir. Zaman zaman, çocukları ile birlikte
kardeşi Hüseyin Ağa'nın çiftliğine giden Zübeyde Hanım bu sırada
******'ün ifadesiyle, iyi kalpli bir insan olan Ragıp Bey'le, bu küçük
evde evlenmişlerdi. ******, babasının sağlığında, kısa bir süre devam
ettiği Şemsi efendi mahalle okuluna Pembe evde başlamış, babasının
ölümünden sonra, önce Selanik Mülkiye Rüşdiyesi'ne kaybolmuşken, sonra
buradan ayrılarak 1893 yılında Selanik Askeri Rüşdiyesi'ne geçmiştir.
1896 yılında Manastır Askeri İdadisi'ne 1899 yılında da İstanbul'daki
Harp Okulu'na başladıktan sonra, tatillerinde Selanik'e gelen ******
yine annesi ve kardeşleriyle bu küçük evde oturmuşlardır.
******, 1902 yılında Harp okulunu da bitirmiş, Kurmay sınıfına
başlayarak 1905 yılı başlarında Kurmay Yüzbaşı olmuştur. Bu tarihten
İkinci Meşrutiyetin ilan edildiği 1908 yılına kadar ******, vatan
hizmetinde askerlik görevini yaparken, Şam'da bir kaç fikir arkadaşıyla
1906 da"Vatan ve Hürriyet" adını verdikleri gizli siyasi bir cemiyet
kurmuşlardır. Ancak bu cemiyeti asıl Makedonya da faaliyete geçirmek
istediğinden bir ara gizlice Selanik'e gitmiş ve orada arkadaşları ile
birlikte bu cemiyetin şubesini kurmuştur. İkinci Meşrutiyetin ilanından
evvel(1907) Selanik'te görev alan M. Kemal ******, ailesi ile birlikte
bu evde oturmuş, birçok siyasi toplantılar bu evde yapılmıştır. Daha
sonra Trablusgarp ve Balkan savaşlarının patlak vermesiyle Selanik'ten
ayrılan ******'ün bundan sonraki hayatı artık mücadelelerle doludur.
******'ün annesi Zübeyde Hanım'a gelince, o da Selanik'te çok kalmamış,
Balkan harbinden sonra birçok Türk aileleri gibi kızı Makbule(Atadan)
ile birlikte Selanik'ten göçmüş. İstanbul'a gelerek Beşiktaş-Akaretlerde
bir eve yerleşmiş, Milli Mücadele yıllarında da Ankara'ya gelmiştir.
Ancak, Ankara'nın iklimi sağlığı için elverişli olmadığından Zaferden
sonra İzmir'e gönderilmiş, 1923 yılında orada vefat etmiştir.
Balkan harbinden sonra, Selanik Yumanlıların elinde kalmış o güne kadar
******'ün annesi Zübeyde Hanım'ın oturduğu ev de Lozan antlaşması
hükümlerince Yunan Hükümetine intikal etmiştir. Yunan Hükümeti de evi
Yunanlı bir aileye satmıştır.
Cumhuriyet'in Onuncu yıl dönümü (29 Ekim 1933) dolayısıyla, Selanik
Belediyesi, Türk-Yunan dostluğu ve Balkan Konferansının bir hatırası
olarak, ******'ün doğduğu evin çift kanatlı kapısının sağ köşesine
mermer bir plaka yerleştirmiştir. Plakanın üzerinde Türkçe, Elence ve
Fransızca olarak şu ibare yazılıdır;
(Türk milletinin büyük müceddidi ve Balkan ittihadının müzahiri GAZİ
MUSTAFA-KEMAL burada dünyaya gelmiştir. İş bu levha Türkiye
Cumhuriyetinin onuncu yıldönümü münasebetiyle konulmuştur. Selanik, 29
Birinciteşrin 1933)
4 Kasım 1933 tarihinde Türkiye'nin Atina Elçisi ve elçilik mensupları
Makedonya Genel Valisi, Selanik Belediye Başkanı ve Yunan ileri
gelenlerinin katılmasıyla bir tören yapılmış, plaka bu törende yerine
konmuştur. Selanik Belediyesi , daha sonra evin, Yunanlı sahibinden
satın alarak ******'e hediye edilmesini de kararlaştırmış ev ancak 19
Şubat 1937 de boşaltılabilmiş ve anahtarları Selanik Konsolosluğumuza
teslim edilmiştir.
Bu olaydan sonra, ****** Evi, Selanik'teki Türk Konsolosluğu'nun
bakımına verilmiş ve evin zemin katında sonradan açılan dükkanlar
kaldırılarak eski şekline getirilmiş, sonradan sarıya boyanan ev yine
pembe renkle, boyanmış, çatısı aktarılarak onarılmıştır. 1950 yılında
daha geniş çapta büyük onarım gören ****** Evi'nin (****** Müzesi)
olarak tanzimi düşünülmüş ve bu konuda Dışişleri Bakanlığı ile Milli
Eğitim Bakanlığı çalışmalara başlamıştır.
****** Evi'nin tanzim ve teşhiri konusunda fikirlerini almak üzere
milli Eğitim Bakanlığınca bazı kişilere baş vurulmuş gerekli eşya
İstanbul Dolmabahçe ve Topkapı Saraylarından seçilerek Selanik'e
gönderilmiştir. Böylelikle Evin bütün odaları eski şekline göre ayrı
ayrı değerlendirilmiş 10 Kasım 1953 günü törenle ziyarete açılmıştır.
Bugün Müze olarak ziyarete açık bulunan Selanik'teki ****** Evi,
Selanik Başkonsolosluğumuzun da bulunduğu etrafı duvar parmaklıklarla
çevrili bir bahçenin ana caddeye bakan köşesi üzerindedir. Ev üzeri
tuğla çatılı, çıkartmalı, eski Türk evleri tipinde ve zemini ile
birlikte üç katlıdır. Zemin kat üzerindeki birinci ve ikinci katlar
dikdörtgen şeklinde kafesli pencerelerden ışık almaktadır. Eve caddeye
açılan çift kanatlı kapısından girilir.
a)Zemin Kat: Kapıdan tuğla döşemeli bir hole girilir. Sağdaki birinci
oda, kiler, ikincisi mutfaktır. Kilerde mutfak eşyaları (Bakır kaplar,
toprak testiler, çömlekler, balta, havan ve küpler, sandıklar) teşhir
edilmektedir. Mutfakta dolap ve raflar vardır. Soldaki birinci oda
(Hizmetçi odası), ikinci oda (Merdivenli Sofa) dır. Buradan birinci kata
çıkılır.
b)Birinci Kat: Buraya bahçedeki çıkartma taş merdivenle girildiği gibi
zemin kattaki merdivenli Sofadan da girilmektedir. Girişte ahşap tavanlı
geniş sofa vardır. Sofanın bahçeye bakan atlas perdeli üç penceresi
önünde yastık ve işlemeli yaygılarla döşenmiş bir sediri bulunmaktadır.
Sofanın orasında yuvarlak ahşap bir masa durmaktadır. Sofanın bahçe
girişinde, sağda (Misafir odası) ve bu odadan geçilen küçük bir (Sandık
odası) bulunmaktadır. Misafir odası, kadife koltuk ve kanepeler, atlas
perde, aynalı komodin, bakır mangal ve sehpalarla döşenmiştir. Duvarda
ibrişim işleme bir yazı levhası, bir duvar saati asılıdır.
Soldaki birinci küçük oda (mutfak) tır. Burada ocaklar ve çeşitli mutfak
eşyaları yer almaktadır. İkinci oda Yatak odasıdır. Odanın bir
köşesinde , çift kişilik demir bir karyola bulunmaktadır. Yatağın baş
uçundaki duvarda, gümüş kılaptanlı, kırmızı atlas cüz kasesi içerisinde
bir Kur'an-ı Kerim ve bir levha asılı, Levhada Fetih Süresinin ilk ayeti
olan (inna fetehnaleke fethan mübina) yazılı. Karyolanın önünde pirinç
bir mangal, caddeye, bakan atlas perdeli pencereler boyunca da döşenmiş
bir sedir bulunmaktadır.
c)İkinci Kat: Birinci katın sandık odası bitişiğindeki merdivenli
sofadan ikinci kata çıkılır. Buradaki sedirli sofa da birinci kat
sofasının aynı olup yalnız daha küçüktür. Girişte sağdaki alçı işleme
tavanlı oda (çalışma odası) olarak yarılmıştır. ******'ün doğduğu bu
odada, ******'ün tunç bir büstü ile, bir yazı masası, pirinç mangal,
koltuklar yer almaktadır. Duvarlarda ******'le ilgili levha ve tabaklar
asılıdır. Sağdaki (Yatak odası) ****** Müzesi haline getirilmiştir.
Vitrinlerde ******'ün kullandığı elbiseler ve şahsi eşyaları görülür.
******'ün hayatına ait fotoğraflarla, okul çağlarına ait belgeler
sıralanmış, bir de küçük ****** kitaplığı kurulmuştur. Yatak odasının
bitişiğinde tahta parmaklıklı bir teras mevcuttur. Selanik'teki ******
Evi, 1966 yılında bu kitabın yazarı tarafından yerinde ve yeniden
düzenlenmiştir. Son onarımı, düzenleme ve sergilemesi 1981 yılında
yapılmıştır.


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

****** Suriye Cephesinden ayrılarak 13 Kasım 1918 de İstanbul'a gelmiş
ve Perapalas Otelinde bir daireye yerleşmişti. Bir kaç gün sonra bu
otelden ayrılan ****** önce yakın dostu Salih Fansa'nın Beyoğlu'ndaki
evinde misafir kalmış, sonra da Şişli'de Madam Kasabyan'ın üç katlı
evini kiralamıştı. O günlerde annesi Zübeyde Hanımla kız kardeşi
Makbule, Beşiktaş'ta Akaretler mahallesindeki bir evde oturuyorlardı.
******, Şişli ye taşınınca annesi ve kız kardeşini de yanına almış,
evin üçüncü katını onlara ayırmıştı. Kendisi orta katta oturuyor, bu
katın arka bahçeye bakan odasını da yatak odası olarak kullanıyordu.
Büyük salonu, toplantı odası olarak ayırmıştı. Alt katta ise yaveri
bulunuyordu. ******, İstanbul'un düşman işgali altında bulunduğu bu
karanlık günlerde, evinde arkadaşlarıyla birlikte sık sık gizli
toplantılar yapmış, 16 Mayıs 1919 tarihine yani Samsun'a hareketine
kadar bu evde oturmuştur.


******, Anadolu'ya geçtikten ve Ankara'ya yerleştikten sonra annesi ve
kardeşi Makbule Hanımı yanına almış, Çankaya'da oturmuşlardı, Şişli'deki
ev ise , Erzurum eski Milletvekili Tahsin Uzel'e geçmiş, daha sonra,
1942 yılında İstanbul Belediyesi İnkılap Müzesi kurmak üzere Tahsin
Uzel'den satın almıştı. Şişli'de Halaskar Gazi caddesi üzerinde 1908
yıllarında yaptırılan ve ****** Evi olarak tanınan Evi, İstanbul
Belediyesi onarmış, 1943 yılında da (İnkılap Müzesi ) olarak ziyarete
açmıştır.

1981 yılında yeniden düzenlenen Müzedeki sergileme şöyledir:

Binanın girişinde, ******'ün Gençliğe Hitabesi ile ******'ün bir
yazısı. Yemek odasında milli Mücadele ile ilgili tablolar. Oturma odası
duvarlarında ******'ün doğumundan 1. Dünya Savaşına kadar, hayatına ait
fotoğraflar vardır.

Birinci kattaki yatak odası, çalışma odası ve diğer odalar, ******'ün
kullandığı eşyalar ve elbiseleri, Milli Mücadele yıllarına ait
fotoğrafları, inkılaplarıyla ilgili belgeler sergilenerek donatılmıştır.
İkinci kattaki odalarda ******'ün ölümü ile ilgili fotoğraflar,
tablolar, ******'le ilgili belge ve bilgiler sergilenmektedir.
3'cü Kat: Devrimlerle ilgili fotoğraflar, ****** hakkında yazılmış
çeşitli kitaplar, ölümüne ait fotoğraflar, gazeteler, bir kavanoz
içerisinde Anıtkabir'den getirilmiş toprak v. s.

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]


******, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti Heyet-i Temsiliye
Reisi olarak 27 Aralık 1919 da Ankara'ya geldikten sonra arkadaşları ile
bir süre, Ziraat Mektebi'nde oturmuş, bir ara Ankara Garındaki konuta
yerleşmişler, daha sonra da Çankaya'ya gelmişlerdi. Çankaya Ankara'ya
hakim bir tepenin yamaçlarında, O'nun çalışmaları için çok elverişli
sakin bir yerdi Burada Ankaralı Bulgurzade Tevfik Efendi'nin bir bağ evi
vardı Ankaralılar, bu evi bağı ile birlikte, 4500 liraya satın alarak
(Ordu Köşkü) adıyla, Milli Savunma Bakanlığına bağışlamışlardı.
Bakanlıkta Başkumandan ******'e tahsis etmişti.
1932 yılında, Cumhurbaşkanlığı Yeni köşkü yapıldıktan sonra, eski Köşk
olarak adlandırılan bu bağ evi, iki kat olarak yapılmıştı. Ön cephesinde
havuzlu bir holü vardı. ******. 1923 yılı Ocak ayında Latife Hanım'la
evlendikten sonra, bu elverişsiz evin, daha kullanışlı bir duruma
getirilebilmesi için mimar Vedat Bey'i görevlendirmişti. Kısa süre
içinde havuzlu hol kaldırılarak, burası altlı, üstlü bir salon haline
getirilmiş, kuleli kısım eklenerek burada yeni odalar yapılmış,
şömineler konmuş, tavanlar Türk motifleriyle süslenmişti. Böylece Eski
Köşk, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı köşkü olarak 1932 yılına
kadar kullanılmıştı. Yeni Türkiye devletinin temelinden çatısına kadar
kuruluşunda büyük yeri olan Eski Köşk'te birçok toplantılar olmuş,
tarihi kararlar verilmiş, bina hatıralarıyla anıtlaşmıştı. Bu anıt, 1950
yılında (****** Müzesi) adıyla, eşyaları ile birlikte ziyarete açıldı.

Sarmaşıklara gömülmüş Eski Köşkün camlı kapısından, önce aynalarla süslü
küçük bir Hole sonra da Büyük Hole geçilir. Önceleri ******'ün Bilardo
Salonu olarak kullandığı bu holde, şimdi büyük bir masa üzerinde, on
altı büyük Türk devletinin on altı bayrağı var, Sağda Yeşil Salon
denilen Ziyaretçi Kabul salonu, solda sefer kabul odası ile, üst kata
çıkan merdiven, karşıda da Yemek Salonu var. Kabul Salonu girişte
******'e verilen nişan ve madalyaların bulunduğu bir vitrin görülür.
Diğer vitrinlerde vazolar, ******'ün kullandığı eşyalar, duvarlarda da
yağlı boya tablolar teşhir edilmektedir. Sefer kabul günlerinde, çoğu
zaman seferler de bu odada dinlenirlerdi. Yeşil Salon'dan Yemek
Salonu'na geçilir. Ortadaki büyük yemek masası, ******'ün tarihi
sofrasıdır. Başta, ******'ün oturduğu koltuk durmaktadır. İşlemeli
renkli camlı pencerelerden süzülen loş bir ışık alında odanın dekoru çok
muhteşem. Çini süslü şömine bilardo masası, kristal, çini vazolar,
tablolar, bu dekoru tamamlıyor, Yemek Salonunun yanında Kulenin alt
odası var. Atlas perdeli pencereleri ve süslü tavanı ile küçük bir kahve
salonu. Bir masa, birkaç koltuk.
Yemek Salonu'nda tekrar Hole çıkılır ve Sefir Kabul Odası'na girilir.
Sedef işleme bir paravan ile ayrılan bu küçük odada, yine sedef ve
fildişi işleme bir masa ve dolap, marokon koltuklar, kadife perdeler bir
manga ve tablolar görülüyor. Buradan tekrar Hole ve sağdaki merdivenden
üst kata çıkılır.
Üst katta, sağda, önceleri yatak odası olarak ta kullanılan, küçük bir
dinlenme odası var. Ortada halılar ve divanlarla döşeli bir Şark Salonu
bulunmaktadır. Salon bir balkona açılıyor. ******'ün eliyle kurduğu
yeni Ankara'yı seyrederek dinlendiği balkon bu. Şark Salonunun bir
kapısı Kütüphaneye açılır. ******'ün çoğu zaman günlerce kapanarak
çalıştığı ve okuduğu bu kütüphanenin dolaplarını yüzlerce cilt, Türkçe
ve yabancı dillerde kitaplar doldurmaktadır. Karşıda ağaç işleme bir
yazı masası aynı ağaçtan bir yazı takımı, masa üzerinde küre bir dünya
haritası görülür. Yanda bağadan güzel bir abajur var. ****** Büyük
Nutkunu bu masada yazmıştır.
Kütüphaneden üzeri sivri bir kule ile örtülü yuvarlak Çalışma odasına
geçilir. Döşemesi siyaha yakın mefti olan bu oda, ******'ün sevdiği
odalardan biri. Yerde, büyük, beyaz bir ayı postu serilir. Kütüphanenin
arkasındaki bir kapıdan pembe renkteki Yatak Odası'na geçilir. Burada
çinili bir şömine, ceviz bar karyola, bir şezlong, koltuk, masa ve
iskembeler var. Şöminenin üzerinde Annesi'nin bir fotoğrafı, yatağın baş
uçundaki vitrinde de ölümünden sonra alının yüzünün ve elinin alçı
maskları görülür. Yatak odasındaki küçük bir kapıdan banyoya girilir.
Köşkün üst katındaki odaların tavanları, Türk motifleri ve kalem işi
nakışlarla süslenmiştir.
Yeni Köşk (Cumhurbaşkanlığı köşkü)
Zamanla eski Köşk, bir devlet başkanı için yeter sayılmamış, 1932
yılında ******'ün emirleriyle, bugün Cumhurbaşkanlığı Köşkü olarak
Kullanılan Yeni Köşk yaptırılmıştır. Köşkün projeleri Prof Holtzmeister
tarafından çizilmiştir. Girişte geniş bir holü, sağda üst katta çıkan
bir merdiveni, mutfak kısmı, solda yaver odası ve bekleme salonu var,
Köşkün bu katında Yemek Salonu, kuş bahçesi, Elçi Kabul salonu, Aynalı
salon ve diğer salonlar var. İkinci katta ise, sağda ******'ün Dairesi
ve Kütüphane, solda Cumhurbaşkanının oturduğu daire yer almaktadır.
******'ün dairesinde, ******'ün yatak odası, karyolası, divanı, koltuk
ve kanepeleriyle olduğu gibi muhafaza edilmektedir. Bu odaya bitişik
bir giyinme ve bir banyo odası var.
Camlı Köşk :
Çankaya bahçesinde, 1935 yılında ******'ün emriyle, kız kardeşi Makbule
Atadan için yaptırılan bir de Camlı Köşk vardır. İç içe salonları,
yemek ve yatak odaları bulunan bu köşk, misafir köşkü olarak
kullanılmaktadır. Çankaya'nın bir park olarak düzenlenmiş olan geniş
bahçesi ****** Müzesi ile birlikte, Cumartesi-Pazar günleri
ziyaretçilere açık bulundurulmaktadır.


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
İZMİR- ATATÜRK EVİ VE MÜZESİ

İzmir- ****** Evi ve Müzesi, Kordon boyundadır. 1978 yılında yeniden
düzenlenerek ziyarete açılmıştır.

Büyük Zaferden hemen sonra Türk orduları yıldırım hızıyla Ege'ye doğru
süzülürken Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa'da onlarla birlikte,
Ege'nin yakılmış ve yıkılmış şehirlerine uğrayarak İzmir'e doğru
ilerliyordu. ******, Türk ordularının İzmir'e girişinden bir gün sonra
10 Eylül 1922'de İzmir'e gelmiş, coşkun törenlerle karşılınmış. 2 gün
sonra, Göztepe'deki Muammer (Uşaklıgil) köşküne konuk olmuştu. Bu
Köşk'te 29 Eylül 1922 akşamına kadar 19 gün kalan ******, İzmir'e
ikinci gelişi olan 27 ocak 1923 te yine bu Köşk'te kalmış, Köşk sahibi
Muammer (Uşakgil) in kızı Latife Hanımla bu Köşk'te evlenmişti.
****** 27 Temmuz ve 1 Ocak 1924 tarihlerindeki İzmir gezilerinde de
yine Göztepe Köşkünde kaldı. Latife Hanım'dan boşandıktan sonra, İzmir'e
gelişlerinde, İzmirliler onu Gündoğdu semtinde, deniz kıyısındaki Naim
Palas'ta misafir etmeğe başladılar. Bu ev. 1860/1862 yıllarında
yaptırılmış bir ara otel olarak kullanılmıştı. 1927 yılında İzmir
Belediyesi, evi hazineden satın olarak ******'e hediye etmiş dayayıp
döşemişti. ****** 11 Ekim 1925 ten sonra 7 defa İzmir'de hep bu evde
kaldı, bir çok tarihi kararları bu evde verdi.
****** 22 Haziran 1934'te son olarak İzmir'e geldiği zaman yine bu evde
kaldı. Yanında İran Şahı Rıza Şah Pehlevi de vardı. İki geceyi birlikte
bu evde geçirerek, 24 Haziran 1934 günü Balıkesir'e gitmek üzere
İzmir'den ayrıldılar. O günden sonra İzmir'e bir daha gelmemişti.
******'ün ölümünden sonra, İzmir Belediyesi, ****** Evi'ni eşyaları
ile birlikte olduğu gibi korumuştu. Ev, iki katlı bir yapıydı. Ön yüzeyi
mermer silmeler ve alınlıklarla süslüdür. Kemerli kapısından
girildikten sonra, derinlemesine uzanan bir salona girildikten sonra,
derinlemesine uzanan bir salonu geçilir. Yanlarda odalar sıralanmıştır.
Üst kata iki taraflı mermer bir merdivenle çıkılır. Üst katta da geniş
bir salon, denize bakan bir balkonu ve balkon odası, iki yanda iki geniş
oda bulunmaktadır. Güneydeki oda, ******'ün yatak odasıdır. Kuzeydeki
ikinci odada İran Şahı Rıza Şah Pehlevi kalmıştır.
İzmir Belediyesi 1941 yılında, ****** Evi'nin üst katını (******
Müzesi) olarak düzenlemiş, ******'ün ve Rıza Şah Pehlevi'nin yatak
odalarını, eşyaları ile birlikte, kullanıldığı şekilde sergilemişti.
1952 yılında alt kattaki salon ve odalar (****** Genel kitaplığı)
olarak hizmete açılmıştı. O günlerde, ******'ün İzmir'de bindiği kayık,
girişteki merdiven altında sergilenmiş, üst kat ****** Müzesi ise,
******'ün fotoğrafları, konsol ve aynalar, heykeller, tablolar ve
halılarla donatılmıştı. 1967 yılında ****** Kitaplığı, buradan yeni
binasına taşındığı zaman ****** Evi, yeniden ****** Müzesi olarak
düzenlenmek üzere Kültür Bakanlığına devredilmiştir.
Kültür Bakanlığı binayı onartarak yeniden düzenlemiş, 29 ekim 1978 günü
törenle ziyarete açmıştır. Binanın alt katında etnoğrafik eserler, üst
katında da ******'e ait eşyalar sergilenmektedir.
Alt kat vitrinlerinde geleneksel kadın giyimleri, hamam takımları,
elişleri peşkir, uçkur ve keseler ve çeşitli mobilyalar yer almaktadır.
Halı-kilim bölümünde Bergama, Kula, Gördes, Milas, Çanakkale gibi halı
merkezlerinden seçkin örnekler, Kilimi ve cicimler, sedef kakma koltuk
ve sehpalar ve daha basma etnoğrafik eşya bulunmaktadır. ******
Müzesi'nin bulunduğu üst katta ise tablolar, büyük boy aynalar,
vestiyer, mobilya ve bronz döküm saat salonu süslemektedir. Salona
açılan soldaki odalar ******'ün banyosu, yatak odası, çalışma odası,
kütüphane ve yemek odası olarak düzenlenmiştir. ******'ün yatak odası
mavi bir yatak takımı ile kadife kanepe ve iki koltukla
sergilenmektedir.


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
BURSA ATATÜRK MÜZESİ
Bursa-****** Müzesi Çekirğe'de Çelik Palas bahçesindedir.

******, Bursa'ya çeşitli tarihlerde 13 kez gelmişti. Çoğu zaman
dinlenmek üzere geldiği Bursa'da gen günlerini hesaplayacak olursak,
tamamı 2 ay 20 gün 4 saat tutuyor. Bursa bu yönüyle şanslı
şehirlerimizden biri. ******, İstanbul(Yalova dahil), Ankara, İzmir,
Sivas'tan sonra en çok Bursa'da kalıyor.
******'ün Bursa'ya ilk gelişleri, Büyük Zaferden hemen sonra 16 Ekim
1922 tarihine rastlar. O tarihte 12 gün kaldığı Bursa'da İsmet (İnönü),
Fevzi (çakmak), Kazım (Özalp) paşalarla birlikte Hünkar Köşkü'nde
misafir edilmişlerdi. Daha sonra 20 Ocak 1923 günü ikinci defa Bursa'ya
geldiğinde Çekirge'deki şimdi ****** Müzesi olan ve ****** Köşkü diye
tanınan Köşk'te kaldı. Çekirge'deki Celik Palas'ın bitişiğinde bulunan
bu Köşkte o güne kadar Miralay Mehmet Bey oturuyordu. ******'ün
Bursa'ya geleceği günlerde Bursa Belediyesi bu Köşkü sahibinden satın
olarak dayayıp döşemiş ve ******'e hediye etmişti. Şimdi ******'ün
Bursa'da bir Köşkü vardı ve ****** kendi köşkünde kalıyordu.
******, Dumlupınar'da düzenlenen Büyük Zafer'in ikinci yıldönümü
törenlerinden bir gün sonra 31 Ağustos 1924'te Bursa'ya tekrar geldi. Bu
kere yanında eşi Latife Hanım da vardı. Doğruca kendi Köşküne gitti.
Eşiyle birlikte yerleşti. Latife Hanım, Köşkü çok beğenmişti. Köşkte 12
gün dinlendiler.
Bundan sonra ******, Bursa'ya 10 kez daha geldi. Uzun ve kısa süreler
kaldı. Her gelişinde Çekirge'deki bu köşkünde kalıyor. Çoğu zaman
toplantılarını Köşk'te yapıyordu. Son gelişi 1 Şubat 1938 tarihi idi,
Yalova'daki Otel Termal'in açılışını yapmıştı. Yanında Başbakan Celal
Bayar, içişleri Bakanı Şükrü Kaya, Bayındırlık Bakanı Ali Çetinkaya,
ekonomi Bakanı Şakir Kesebir, Orgeneral Fahrettin Altay ve Ali Fuat
Cebesoy da vardı. O gün Bursalılar ilk defa ******'ü neşesiz gördüler.
Yüzü soluktu, rahatsız olduğu her halinden anlaşılıyordu. ******,
doğruca yapımı tamamlanmış ve işletmeye açılmış bulunan Çelik Palas'a
gitti. Özel dairesine çekildi. Ertesi gün Sümerbank Merinos
Fabrikası'nın açılış töreni vardı, Törende bulunduktan ve Fabrikayı
işletmeye açtıktan sonra, Bursa Belediye Başkanı Neşet Kiper'e bir
mektup verdi. Mektup'ta ****** Bursa'lıların kendisine karşı
gösterdikleri sevgi bağlılığa teşekkür ediyor, Çelik Palas'taki hissesi
ile Bursalı'ların kendisine hediye ettikleri Köşkü Belediye'ye
bağışladığını yazıyordu. Belediye Başkanı bu mektubu o gün okudu. Salon
alkıştan inliyordu.
******, artık bir daha Bursa'ya gelemedi.
******'ün ölümünden sonra Bursa ****** köşkü, Çelik Palas'ın ek bir
binası olarak Emekli Sandığı'na geçti. Daha sonra (****** Müzesi)
olarak ziyarete açılmak üzere, 1965 yılında onarıma lalındı. Onarımdan
sonra, Milli Eğitim Bakanlığına devredildi. 1973 yılında da (******
Müzesi) adıyla ziyarete açıldı.
Geniş bir bahçe içerisinde bulunan Bursa ****** Köşkü, çatısı ile
birlikte 3 katlıdır. İlk kattaki salon ve odalar bugün ****** resimleri
ve ******'ün kullandığı eşyalarla sergilenmiştir. İkinci katta,
******'ün yatak odası, çalışma salonu, banyosu vardır. Buradaki
eşyalardan çoğu ******'ün zamanına aittir. Üçüncü kat, misafirhane
olarak kullanılmaktadır. Bursa ****** Köşkü, aynı zamanda son devir
Köşk mimarisinin seçkin bir örneği olarak da Bursa'yı süslemektedir.


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
ERZURUM - ATATÜRK EVİ

Erzurum-****** Evi, Erzurum'un Yukarı Mumcu mahallesinde, eski vali
konağında, 1984 yılında ziyarete açılmıştır. Bina 1890 yılında
yaptırılmış , eski Erzurum evleri tipinde bir konaktır. 1915/1916
yıllarında Alman Konsolosluğu olarak kullanılmış, 1918 yılından sonra
Vali Konağı yapılmıştır.

19 Mayıs 1919 da Samsun'a çıkan ******, Amasya Tokat, Sivas, Erzincan
yolu ile 3 Temmuz 1919 günü Erzurum'a gelmiş, doğruca Cumhuriyet
Caddesinde Cinisli'lere ait bir konak olan Mevki komutanlığına konuk
olmuştu. ****** 9 Temmuz 1919 gününe yani askerlikten ayrılışına kadar
bu binada Erzurum Kongresinin hazırlıkları ile uğraşmış Yanı Başındaki
Gözübüyüklerin evinde yatıp kalmıştı. Askerlikten ayrıldıktan sonra,
Vali Münir Akkaya'dan boşalan iki katlı Vali konağına, Hüseyin Rauf Bey
ve arkadaşları ile birlikte taşınmış, 29 Ağustos 1919 tarihine yani
Sivas'a gidinceye kadar 52 gün bu evde oturmuştur. ******'ün
Erzurum'dan ayrılışından sonra ev tekrar Vali Konağı olmuştur.
Cumhuriyetin ilanından sonra 30 Eylül 1924'te Erzurum'a ikinci kez gelen
******'e Erzurumlular bu evi hediye etmişlerdir. Ev, 1930-1934 yılları
arasında Kolordu Komutanlığınca da lojman olarak kullanılmıştır.
******'ün ölümünden sonra, Çocuk Esirgeme Kurumuna verilmiştir. 1984
yılında Kültür Bakanlığına devredilerek, ****** Evi halinde
düzenlenmiştir.
****** Evinin ilk katında, sağda yer alan oda, idare odası olarak
kullanılmaktadır. Hemen yanındaki odada ise, Erzurum Eski Milletvekili
Hoca Raif (Dinç)'in kullanmış olduğu eşyalar sergilenmektedir. Bu odanın
karşısına düşen odada Anadolu'da yayınlanan ilk gazetelerden Envari
Şarkiye ile milli Mücadelenin gazetesi Albayrak'ın ayrıca Erzurum
Kongresi bildirilerinin basıldığı (Matbaa Makinası) sergilenmiştir.
Üst kat merdiven başı sahanlığından ******'ün Erzurum'a ikinci kez
gelişi ile ilgili büyük boy bir fotoğraf ile o yıllara ait iki kanepe ve
bir orta sehpa yer almaktadır.
Salon toplantı odası olarak düzenlenmiştir. Salona üç büyük oda açılır.
Bu odalar ******'ün çalışma ve yatak odası olarak sergilenmiştir.
Odalardan birinde Erzurum Kongresine katılan delegelerin fotoğrafları
ile bir çalışma masası ve bir koltuk yer almıştır.
Çalışma odasında o yılarda yapılmış ceviz oymalı bir vitrin bir orta
masa bir çalar saat ile ceviz koltuk ve sandalyeler vardır. Yatak odası,
çalışma odasının karşısına düşen odadır. Bu odada ******'ün yatmış
olduğu sedef kakmalı pirinç karyola, aynalı ceviz bir konsol. Ceviz
gardırop, bir koltuk, bir sehpa ve bir çalar saat bulunmaktadır.


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
SİVAS - ATATÜRK KONGRE VE ETNOĞRAFYA MÜZESİ
Sivas- ****** Kongre ve Etnoğrafya Müzesi 1892 yılında Sivas lisesi
olarak yaptırılan ve 1981 yılına kadar Sivas Lisesi olarak kullanılan
tarihi binada açılmıştır.

Bilindiği gibi ****** Anadolu'da Milli Mücadeleyi başlatmak üzere
Samsuna çıktıktan sonra, Erzurum Kongresini açmış, Sivas Kongresini
açmak üzere 2 eylül 1919 günü Sivas'a gelmiştir. Sivas Lisesi binası
Kongreye ayrılmış ayrıca ****** ve arkadaşları Sivas'tan ayrılıncaya
kadar bu binada kalmışlardır.
Sivas Kongresi, 4 Eylül 1919-11Eylül 1919 tarihleri arasında
çalışmalarını sürdürerek önemli kararlar almış ve dağılmıştır. ******
Kongresinden sonra, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-I Hukuk Temsil Heyeti
Başkanı olarak Sivas'ta çalışmalarını sürdürmüştür. Bu çalışmaları 18
Aralık 1919 tarihine kadar uzamış, Temsil Heyeti Ankara'da çalışmayı
kararlaştırınca ******'te bu tarihte Sivas'tan ayrılmıştır.
****** Cumhuriyetin ilanından sonra 5 kez daha Sivas'a gelmiştir. 27
Eylül 1924'te eşi Latife Hanımla birlikte Sivas'a geldiği zaman yine
Lisede kalmış, Erzurum döşünü, 12 Ekim 1924'te tekrar Sivas'a geldiği
zaman geceyi yine burada geçirmiştir. 19 eylül 1928 günü Sivas'a bir
daha gelen ******, Lise'de düzenlenen Kongre salonu ve çalışma
odalarını görmüş, ilgilere teşekkür etmiştir. Daha sonraki gelişlerinde
Vali konağında kalmıştır. Sivas Lisesinde düzenlenen Kongre ve 4 Eylül
****** Müzesi, 1981 yılına kadar ziyarete açık kalmıştır. 1981 yılında
Sivas Lisesi burada ayrılmış bina onarılarak bütünüyle müze haline
getirilmiştir. Bugün ****** Kongre ve Etnografya Müzesi adına alan
binanın bodrumu labaratuvar ve fotoğrafhaneye zemin kat Etnoğrafik
eserlere ayrılmış üst kat ( ****** ve Kongre Müzesi) olarak
düzenlenmiştir. Kongre Salonu, ******'ün Yatak odası, Çalışma Odası
dışında Telgraf odası ve Belgeler salonu bulunmaktadır. Sivas Kongresi
tutanaklarının yer aldığı salon merkezi Sivas olan Anadolu Kadınları
Müdafaa-I Vatan Cemiyetine ait bildiri ve haberleri sergileyen belgeler
ile İrade-I Milliye Gazetesi'nin basıldığı matbaa makinası ve gazete
nüshalarının yer aldığı bölümleri ihtiva etmektedir.

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
DİYARBAKIR - ATATÜRK KÖŞKÜ
Diyarbakır ****** Köşkü, Diyarbakır surlarının 2, 5 Km. güneyindedir.

******, Çanakkale Savaşından sonra 1916 yılı şubat ayı sonlarında 16.
Kolordu Komutanı olarak Doğu, cephesinde görevlendirilmiş, 14 Mart 1916
günü Kolordu Karargahı olan Diyarbakır'a gelmiştir. Diyarbakır
surlarının dışındaki Semanoğlu Köşkü ******'e verilmiştir. ****** 27
Mart 1917 tarihine kadar bu köşkte kalmıştır. 1917 yılı Mart ayında 2.
Ordu Komutanı olarak Diyarbakır'a tekrar gelen ******, bu kez Mardin
Kapısı dışındaki Pamuk Köşkünde kalmıştır.
Diyarbakır Belediyesi 5 Nisan 1926 günü aldığı bir karala ******'ü
fahri hemşehrileri olarak seçmiş ve Diyarbakır'a ilk gelişlerinde
kaldığı Semanoğlu Köşkünü kendisine hediye etmiştir. Köşk o günden sonra
****** Köşkü olarak tanınmıştır.
Diyarbakır ****** Köşkü, Diyarbakır evleri tipinde geniş eyvanlı
siyah-beyaz kesme taşlardan yapılmış örneklerinden biridir. Eyvanın
duvarındaki mermer sebilden havuza dökülen sular, köşke serinlik
vermektedir. Girişin sağındaki küçük kapı mutfağa solundaki kapı da çay
ocağına açılmaktadır. Üst katta çalışma ve yatak odaları vardır.
******'ün ölümünden sonra, ****** Köşkü Diyarbakır belediyesinin
korumasında yeniden onarılmış ve ziyarete açılmıştır.

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
KAYSERİ ATATÜRK EVİ VE MÜZESİ
Kayseri ****** Evi müzesi, Cumhuriyet Mahallesindeki Raşit Ağa
Konağında 1986 yılında düzenlenerek ziyarete açılmıştır.

Anadolu'da Milli Mücadeleyi başlatmış olan ******, Sivas Kongresinden
sonra (Anadolu ve Rumeli Müdafaa-ı Hukuk Cemiyeti Heyet-i Temsiliye'sini
Ankara'ya nakletmeyi kararlaştırmış, yanında Mazhar Müfit (Kansu)
Hüsrev, (Gerede), H. Raf (Orbay), Dr. Refik (Saydam) Hakkı Behiç, A.
Rüstem, Şeyh Fevzi Efendi, Yaverleri Cevat Abbas (Gürer) Muzaffer
(Kılıç), Bedri ve başkaları olduğu halde, soğuk bir kış günü 19 Aralık
1919 da Kayseri'ye gelmişlerdir. Kayserililer. Çifte Kümbetler'e kadar
yolun sağını ve solunu doldurmuş yüzlerce atlı, onu uzaklardan
karşılamak üzere yollara dökülmüştü. 19 Aralık 1919 Cuma günü akşama
doğru arabası ve yanında arkadaşları ile görünen ******'ü Kayserililer
coşkun gösterilerle karşılamış o günler Kayseri'nin en gösterişli konağı
olan İmamzade Raşiti Ağa'nın evinde misafir etmişlerdir.
Geceyi bu evde geçiren ******, ertesi günü Kayseri ileri gelenleriyle
görüşmeler yapmıştı. O gece de Konakta kaldı. 21 Aralık 1919 sabahı da
Kayseri'den ayrılmıştır. ******'ün Konuk olduğu ev yaklaşık 1898
yıllarında, iki katı olarak yaptırılmıştır. Tavanı ahşap işlemelidir.
******'ün kaldığı oda ikinci katta ve evin güney doğusundadır. Odanın
tavanının ortasında yıldızlı bir göbek süslemesi doğ duvarına yaslanan
bir sediri vardır. Evin bu katında ayrıca bir hol, dört oda ve banyo
bulunmaktadır. ******'ün kaldığı odanın duvarına şu plaka asılmıştır.
(******, Heyet-i Temsiliye Reisi olarak 20. 12. 1919 da Kayseri'ye
teşriflerinde bu evde misafir kalmışlardır. 20. 12. 1964). Ev, Gayri
Menkul Eski Eserlere ve Anıtlar Yüksek kurulu'nun aldığı bir kararla
koruması gerekli eski eserlerden sayılmıştır.


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
KONYA- ATATÜRK EVİ VE MÜZESİ
Konya ****** Evi ve Müzesi, İstasyon Caddesi üzerindeki eski vali
Konağında 1964 yılında düzenlenerek ziyarete açılmıştır.

******, Milli Mücadeleyi başlatmak üzere Anadolu'ya geçtikten ve
Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisini açtıktan sonra 3 Ağustos 1920
tarihinde Konya'ya gelerek bir geçe kalmış, Konyalılarla görüşmeler
yapmıştır. Bu tarihten ölümüne kadar Konya'ya 12 kez gelen, ****** çoğu
gelişlerinde, ****** evi olarak bilinen Konyalıların kendisine hediye
ettiği 2 katlı köşkte kalmıştır.
Köşk, 1912 yılında yaptırılmış, 1916 yılından sonra Vali Konağı olarak
kullanılmıştır. 20 Mart 1923 günü ****** eşi Latife Hanımla birlikte
Konya'ya geldiği zaman bu köşkte, 4 gün 3 Ocak 1925 te de 11 gün konuk
olmuşlardır. 1927 yılında Konya Belediyesi, aldığı bir kararla Köşkü
******'e armağan etmiş, ****** bundan sonraki Konya'ya gelişlerinde bu
köşkte oturmuşlardır. ******'ün ölümünden sonra tekrar vali konağı
olarak kullanılan köşk, 1963 yılında Konya Valiliğinden Eski Eserler ve
Müzeler Genel Müdürlüğüne devredilmiş, bir yıl sonra da (****** Evi ve
Müzesi) adıyla ziyarete açılmıştır.
****** Evi ve Müzesi'nin alt ve üst salonlarında, ******'ün Konya'ya
gelişleri ve yatına ait fotoğraflar, ******'ün kullandığı eşyalar,
elbise, pardesü, pabuç gibi giyimleri, sofra takımları, salonları,
dinlendiği şezlong oyun masaları sergilenmektedir. Müzede ayrıca ******
pulları koleksiyonu da bir vitrinde yer almaktadır. ******'ün
sözlerinden bazıları panolara yazılarak duvarlara asılmıştır. Konya
****** Evi, ******'ün bu evde kaldığı günlerde kullanıldığı gibi,
****** 'ün yatak odası, Çalışma odası, Yaverler Odası, Yemek Salonu
olarak da belirlenmiştir.


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
TRABZON - ATATÜRK KÖŞKÜ
Cumhuriyetin ilanından sonra,
Sonbahar Gezisi adıyla ******'ün yaptığı büyük yurt gezisi
Dumlupınar'dan başlamıştı. Buradan Bursa'ya gelen ****** 12 Eylül
1924'te Hamidiye, Kruvazörü ile Mudanya'dan hareket etmiş. İstanbul
Boğazından geçerek Karadeniz'e açılmış, 15 Eylül1924 sabahı saat 11. 00
de Trabzon'a gelmişti. ******, Trabzonlular tarafından heyecanla
karşılandı Yanında eşi Latife Hanım ve yakın arkadaşları vardı. Doğruca
Belediyeye geldi. Öğleden sonra da, kendileri için dayanıp döşenen
Soğuksu'daki köşke giderek dinlendiler. Köşk 1913 yılında yaptırılmış,
Cumhuriyetin ilanından sonra da Özel İdarenin mülkiyetine geçmişti.
Bodrumu ile birlikte dört katlıydı. Üçüncü katın büyük odası ******'ün
yatak odası idi.

O gün akşam, Köşk'ün alt kat
salonunda Trabzon Belediye Başkanı Kazazoğlu Hüseyin, ******'ün onuruna
bir yemek vermiş bir de konuşma yapmıştı. ****** bu konuşmayı
cevaplandırdı: (Efendiler, hemen bütün Trabzon halkını yekpare bir
samimiyete kitlesi halinde gördüm. Kadınların, çocukların, ihtiyarların
gözlerinde yaş gördüm. Bu ne yüksel duygu bu ne şefkat bu ne asalettir. )
dedi Trabzonlulara teşekkür etti.

Ertesi gün okulları,
hastaneyi, iplik fabrikasını ziyaret ettikten sonra 17 Eylül 1924 sabahı
Trabzon'dan ayrıldı Rize'ye yolcu oldu.

******'ün Trabzon'u
ziyaretinden sonra özel idareye ait bulunan Köşk, Trabzon Belediyesince
satın alınarak ******'e hediye edildi. Bir Trabzon heyeti, Ankara'ya
gelerek Köşkün tapusunu ve anahtarlarını ******'e teslim etti. ******
27 Kasım 1930 günü Ege vapuru ile Samsun'dan Trabzon'a geldiği zaman,
geceyi yine bu Köşkte geçirmiş, iki gece kaldıktan sonra, İstanbul'a
dönmüştü. Köşk artık (****** köşkü) adıyla tanınıyor, Trabzonlular bu
Köşkle övünüyorlardı.

******'ün Trabzon'a üçüncü
ve son gelişleri 10 Haziran 1937 tarihine rastlar, Ege vapuru ile
İstanbul'dan Trabzon'a gelen ******, doğruca kendi Köşküne gelmiş, iki
gecesini bu Köşk'te geçirmişti. Bu son gelişlerinde: (Mal ve Mülk bana
ağırlık veriyor. Bunları milletime bağışlamakla ferahlık duyacağım.
İnsanın serveti kendi manevi kişiliğinde olmalıdır. Ben büyük milletime
daha çok şeyler vermek istiyorum. ) diyerek, bütün mal ve mülk varlığını
hazineye bağışladığını noter huzurunda tescil ettirmişti. ****** 12
Haziran 1937 sabahı Trabzon'dan İstanbul'a döndü.

******'ün ölümünden sonra,
Trabzon Belediyesi, ****** köşkünü ****** Müzesi olarak ziyarete
açmağa karar verdi. ****** 'ün kullandığı eşyaları, fotoğraflarını
sergiledi. Bugün Köşk'ün girişinde, ******'ün Trabzon'a ilk
gelişlerinde yaptığı konuşmanın tam metni asılıdır. Sağdaki küçük salon,
******'ün yaptığı konuşmanın tam metni asılıdır. Sağdaki küçük salon,
******'ün hayatına ve Trabzon'u ziyaretlerine ait fotoğraflarla
donatılmıştır. Bitişiğindeki odada ise ******'ün dinlendiği koltuk ve
kanepeler bulunmaktadır. Bunlardan biri üzerindeki plakada şu cümle
yazılıdır. (******, 11 Haziran 1937 tarihinde, şahıslarına ait emval-i
gayrimenküllerini millete bıraktıklarına dair muameleyi burada imza
buyurdular. ) Öteki oda, ******'ün yemek salonu olarak döşelidir.

Köşk'ün üçüncü katında
******'ün yatak odası, banyosu, yaver odaları, çalışma salonu vardır.
Köşk bugün çiçekli geniş bahçesi ile Trabzon'un en güzel evlerinden biri
olarak tanımakta, Belediyenin yönetiminde ****** Müzesi olarak
ziyarete açık bulundurulmaktadır.


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
HAVZA - ATATÜRK ODASI
****** 19 Mayıs 1919 da
Samsun'a çıktıktan 6 gün sonra, 9. Ordu kıtaları Müfettişliği karargahı
havza ilçesine nakletmiş, arkadaşlarıyla birlikte Havza'da Mesudiye
otelinde 13 Haziran 1919 tarihine kadar kalmıştır.

******'ün iki gün kaldığı
mesudiye oteli, cumhuriyet döneminde 1985 yılına kadar Belediye Dairesi
olarak kullanılmıştır. Büyük değişikliklerle yenilenen binanın ikinci
katı ****** odası olarak düzenlenmiş ve ziyarete açılmıştır. ******
odasında, ******'ün çalışma masası ve koltuğu, bir ****** büstü ve
resmi, 2 halı, ilk cumhurbaşkanlığı forsu, yazı takımı ve bir saat
sergilenmektedir. Odanın duvarındaki panoda, ******'ün Havzalılara
hitabesi yer almaktadır.


ADANA - ATATÜRK VE KÜLTÜR
MÜZESİ

Adana - ****** ve Kültür
Müzesi, Eski Suphi paşa konağında 1982 yılında düzenlenerek ziyarete
açılmıştır.

****** büyük zaferden sonra,
Baş komutan ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı olarak Güney
Anadolu'ya ilk gezisini 1923 yılı Mart ayının ortalarında yaptı.
Yanında, bir buçuk ay önce İzmir'de evlendiği eşi latife hanım, bazı
milletvekilleri ve Yaverleri de vardı. 13 Mart 1923 günü Ankara'dan
kalkan özel tren Konya'da kısa bir duraklamadan sonra, 15 Mart 1923 günü
Adana İstasyonuna girdi.

Adana, Adana olalı böyle bir
Karaballığı bir arada görmemişti. Şehir bayrakla donatılmış, ******'ün
geçeceği caddeler taklar kurulmuş halılar serilmişti. İstasyondaki
karşılama töreninden sonra, ****** doğruca hükümet konağına buradan da,
kendisi için hazırlanan Suphi Paşa konağa gitti.

****** evi eşi Latife hanım,
Suphi Paşa konağında iki gece konuk oldular. Bu konak, Adana'da Seyhan
nehri kıyısında, Eski Köprü ile yeni köprü arasındaydı. 1982 yılında
Reji dairesi ve lojman olarak yaptırılmıştı. 1902 yılında Adanalı Suphi
Paşa, Konağı satın alarak bazı odalar eklenmişti. ******'ün Adana'ya
geleceği öğrenilir öğrenilmez, Adana Belediye başkanı Ali Münif (yegane)
onun kalabileceği en uygun yer olarak bu konağı seçmişti. Nitekim
****** 13 Ocak 1925 de Adana'ya tekrar geldiği zaman, yine bu eve
misafir edilmişti. Artık, bundan sonra Suphi Paşa Konağı ****** evi
olarak tanınıyordu.

Bugün ****** ve Kültür
müzesi olarak düzenlenen Konağın, nehre bakan kemerli bir kapısından
içeri girilir. Buradan selamlık adı verilen geniş bir salona geçilir.
Alt katın üç odası, kiler ve mutfakları vardır. Salondaki bir merdivenle
üst kata çıkılır. Üst katta büyük bir salon, odalar haremlik v.s.
vardır. ******, Konağın kuzeyindeki caddeye bakan yönünde ve köşede
bulunan cumbalı odada yatmış, bitişiğindeki odayı da çalışma odası
olarak kullanmıştır. Konağın bu yönde ikinci bir giriş kapısı
bulunmaktadır.

Üzeri tuğla çatı ile örtülü
Suphi Paşa Konağı (****** evinin) güneyinde, havuzlu geniş bir bahçesi
bulunmaktadır.


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
İZMİT MÜZESİ VE ATATÜRK EVİ
İzmit Müzesi ve ****** Evi,
tarihi Av köşkünde, 1966 yılında törenle ziyarete açılmıştır.

******, Büyük Zaferden önce,
Kocaeli Grubunu denetlemek üzere 16 Haziran 1922 günü Beypazarı,
Nallıhan, Göynük yolu ile Geyve'ye gelmiş, geceyi Belediye Başkanı Rasim
(Turhan) ın evinde geçirmişti. Ertesi günü, Geyve'lilerle görüştükten
sonra, Adapazarı'na gelerek, Askerlik Şubesi Başkanı binbaşı Baha Bey'in
evinde konuk olan annesi Zübeyde Hanımla buluşmuş, ana-oğul sarmaş
dolaş olmuşlardı. ******, o geceyi annesinin yanında geçirdikten sona
ertesi 18 Haziran 1922 günü, Türk dostu Fransız yazarı Claude Farrere
ile görüşmek üzere İzmit'e hareket etmiştir.

İzmit'te ******-Claude
Farrere görüşmesi, Milli Mücadele tarihimizde önemli bir olaydır.
******, o gün İzmit'te coşkun gösterilerle karşılandıktan sonra,
İzmit'tiler tarafından, halkın saray adını verdiği, meşhur Av Köşkü'nde
misafir edilmiştir.

İzmit Av Köşkü, 1874 yılında
Sultan Abdülaziz için yaptırılmış, iki katlı küçük bir saraydı.
Abdülaziz'in çevrede avlandığı zaman dinlenmesi için yaptırılmıştı.
******'ün İzmit'e geleceği duyulunca, İzmit'liler kendisine bu köşkü
hazırlamışlardı. ******, köşkün üst katında, merdivenin solundaki odada
kalmıştı. Claude Farrere de, Hafız Rüstü Konağında misafir ediliyordu.

******, Büyük Zaferden sonra
16 Ocak 1923'te İzmit'e tekrar geldi. İstanbul gazetelerini bazı
başyazarları ******'le görüşmek isteğinde bulunmuşlardı. Bu istek
üzerine ******, İzmit'te bir basın toplantısı yapmayı kararlaştırdı.
Doğruca, yine kendisi için hazırlanan Köşk'e geldi. Akşam yemeğinden
sonra, Basın toplantısı yaptı. Toplantı gece yarısından sonra, ertesi
günü 17 Ocak 1923 sabah üçe kadar sürmüştü. Toplantıdan sonra odasına
çekildi. Öğleye kadar dinlendi. Öğleden sonar, heyetleri kabul etti.
Ertesi gün Yarımca ve

Hereke'deki askeri birlikleri
denetledi. 19 Ocak 1923 günü İzmit'ten ayrılarak Bilecik'e uğurlandı.

******, bu tarihten sonra,
İzmit'e çok kereler geldi, fakat gecelemedi. İzmit'te birkaç saat veya
daha az sürelerle kalıyor, İstanbul'a geçiyordu. İzmit'teki Av Köşkü de
******'ün anılarıyla baş başa kaldı.

******'ün konuk olduğu İzmit
Av Köşkü, Cumhuriyetle birlikte Valilik Konağı olarak kuşanılmağa
başlamıştı. Köşk'te Valilik makamı ile birlikte bazı resmi daireler
bulunuyordu. Köşk'ün mimari ve sanat değeri düşünülerek Müze yapılmasına
karar verildi. Üst katta ******'ün yatak odası düzenlendi. Alt kat,
arkeolojik eserlere ayrıldı. Müze, 1966 yılında ziyarete açıldı.


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
MERSİN - ATATÜRK EVİ
******'ün Mersin'e ilk gelişinin tarihi 17 Mart
1923'tür. ******'ün Büyük Zaferden sonra Güney Anadolu'ya yaptığı bu
ilk gezide, yanında eşi latife hanım, milletvekillerinden Kılıç Ali,
Damar (Arıkoğlu), Refik (Koraltan), Başyaver Salih (Bozok), yazar İsmail
Habib ( Sevük) ve daha başkaları da vardı. ******, öne Adana'ya
gelmiş, burada birkaç gün kaldıktan sonra, Mersin'e hareket etmiştir.
Karşılama töreni çok parlak olmuş, ****** o gün, millet Bahçesinde,
Mersinli'lerle bir konuşma yapmıştır. Öğle yemeğini Belediye'de yedikten
sonra, Tarsus'a gitmiş ve iki gün Tarsus'ta kalmıştır. ****** ikinci
defa, 20 Ocak 1925'te yine Latife Hanım'la Mersin'e geldikleri zaman,
Mersin ve Silifke'de bir hafta dinlenmişti. Mersin'deyken kendisine bir
konak ayrılmış, bu konak ****** için özel olarak döşenmiştir. ****** o
günlerde Mersin'deyken bu Konak'ta Silifke'deyken de Hacı Hulusi'nin,
Tabucundayken de Sadık (Taşucu)nun evlerinde misafir edilmişti. ******,
bu gelişinde Silifke'nin Tekirdağ köyündeki Tekir Çiftliğini de
kurmuştur.

******, bundan sonra 6 defa Mersin'e gelmişse
de, çoğu zaman geldiği gün geceyi geçirmeden Mersin'den ayrılmıştır.
Daha çok Tekir köyünde kurduğu Gazi Çiftliğinde kalmıştır.

Mersin'e son gelişi olan 20 Mayıs 1938'de, askeri
birliklerin geçit törenini izledikten sonra, vali Konağı'nda misafir
edilmiş, 23 Mayıs 1938 gününe kadar Mersin'de dinlenmiş, çevrede
gezintiler yapmıştır.

Mersin'de ******'ün, 20 Ocak 1925'te eşi Latife
Hanım'la birlikte bir süre kaldığı Konak, ******'ün ölümünden sonra
okul (kolej) olarak kullanılmağa başlamıştır. Bugün Mersin'de ******
Caddesi üzerinde bulunan Konak; iki katlı olarak 1897 yılında Mersin
ileri gelenlerinden Tahinci ailesi tarafından yaptırılmıştır. Cumhuriyet
döneminde Hazineye geçmiş ve devletin malı olmuştur. Konağın cephe
yönündeki üst katta bulunan balkonlu oda ve öteki odalar ******'e
ayrılmış ******'ün yatak ve çalışma odaları burada düzenlenmiştir.

****** Evi olarak tanınan konak ******'ün
doğumunun 100. Yıldönümünü kutlama çalışmaları sırasında Kültür
Bakanlığınca kamulaştırılmış ve onarımına başlanmıştır. Onarımdan sonra
****** Evi ve Etnografya Müzesi olarak yeniden düzenlenecektir.


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
ANTALYA - ATATÜRK MÜZESİ
1930 yılı Mart ayının
başlarında ****** İzmir'deydi. Havalar soğuk gidiyordu. Antalya'nın
ılık ikliminde bir hafta dinlenmeyi düşündü. 5 Mart 1930 günü, karayolu
ile, İzmir'den Antalya'ya hareket etti. Isparta, Burdur derken, 6 Mart
1930 günü öğleden sonra, Antalya'ya geldi. Kepez'den şehre kadar halk,
yolun iki yanını doldurmuştu. Saat tam 16. 00 da Tophane Meydanına gelen
******'e armağan etmişlerdi. Köşkün önü mahşerdi. ******, kısa bir
süre Köşk'te dinlendikten sonra balkona çıktı. Halk çılgınca
alkışlıyordu. ******, burada kısa bir konuşma yaparak Antalyalılara
teşekkür etti. O akşam Türk Ocağındaki toplantıya katılarak gençlerle
memleket sorunları üzerine görüştü. Gece yarısına doğru Köşküne çekildi.

******, Antalya'da 12 Mart
1930 sabahına kadar tam bir hafta kalmıştı. Bu süre içinde Antalya'da
geziler yaptı. Müzeleri, eski eserleri gezdi. Narenciye bahçelerinde
üreticilerle görüştü. Dinlendi. 12 Mart 1930 sabahı saat 10 da
arkadaşlarıyla birlikte Ankara'ya döndü.

******, Antalya'ya 10 Şubat
1931 günü öğleye doğru tekrar gelmişse de o gün Antalya'da kalmamış,
İzmir'den beri kıyıları tarayarak gelen Ege'de o gün Antalya'da
kalmamış, İzmir'den beri kıyıları tarayarak gelen Eğe Vapuru ile
Silifke'ye geçmişti. ******'ün, Antalya'ya üçüncü ve son gelişi, 1935
yılı Şubat ayına rastlar. ****** 16 Şubat 1935'te Ege Vapuru ile
İzmir'den hareket etmiş, 18 Şubat 1935 Pazartesi günü saat 13. 30'da
Antalya iskelesine çıkmıştı. Yanında kız kardeşi Makbule Atadan, Nebile
Hanım, Prof. Afet İnan, Fahrettin Altay, Nuri Conker, Cevat Abbas Gürer,
yaverler ve başkaları vardır. İskeleden faytonlarla doğruca Köşküne
gelen ******, burada akşama kadar dinlendi. Akşam Erenkuş'a oradan
tekrar köşke geldiler. Geceyi Köşkte geçiren ******, ertesi günü gece
saat 22. 30 da Ege Vapuru ile Taşucuna hareket etti.

Antalyalıların ******'e
hediye ettikleri ****** Köşkü, iki katlı, üzeri kiremit çatı, taş bir
yapıdır. Girişinde uzun bir hol, holün sağında bir salon, bir oda, banyo
ve mutfak, solonda da iki oda ve üst kata çıkan merdiveni vardır. Üst
katta ise, holden ayrı olarak birisi balkonlu olmak üzere yedi odası
vardır. ****** merdivenin karşısındaki odada yatmıştır.

******'ün ölümünden sonra,
Antalya ****** Köşkü, Özel İdareye geçmiş, 1939 da Akşam Kız Sanat
Okulu ve Kız Enstitüsü binası olara kullanılmıştı. 1952 yılında Tarım
Bakanlığına devredilen Köşk, son yıllara kadar Teknik Ziraat
Müdürlüğünün büroları olarak kullanılmıştır. 1980 yılından sonra Kültür
Bakanlığına devredilin Köşk, onarılmış, ****** Müzesi olarak ziyade
açılmıştır.


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
SİLİFKE ATATÜRK EVİ
Silifke - ****** evi
Silifke'nin Saray Mahallesinde Hacı Hulusi Konağındadır. ******
Ankara'dan Konya- Adana - İçel Yolu İle 20 Ocak 1925 günü trenle
Mersinle gelmiştir. Yanında eşi Latife hanım ikinci ordu komutanı
Fahrettin (Altay) Bayındırlık bakanı Fevzi ( Pirinççizade ) Rize
milletvekili Ahmet Kutsi ve yaverleri vardır. O günlerde ****** orman
çiftliğinden ayrı olarak güneyde örnek bir çiftlik kurma kararındadır.
Böyle bir çiftlik için kendisine Silifke'nin Tekir köyünde boş bir arazi
tavsiye edilmiştir. ****** Latife hanımı Mersinde bırakarak 27
Ocak1925 günü akşamı İçel il merkezi olan Silifke'ye gelmiş, vali vekili
Fahri, bey ile kısa bir görüşmeden sonra hacı Hulüsinin iki katlı
konağında geceyi geçirmiştir. Ertesi 28 Ocak 1925 günü Silifkede Türk
Ocağını ve idman yurdu lokalini ziyaret eden ****** burada Taşucu'na
geçmiş Taşucu'nda Sadık Taşucu'nun konuğu olmuştur. Tekir köyünde
çiftlik yerini gören ****** daha sonra burayı Hazinden bedeli
karşılığında almıştır.

******'ü Silifke'de 27 Ocak
1925 gecesi konuk olduğu Hacı Hulusiye ait konağın kamulaştırılarak
****** evi halinde düzenlenmesi için 1974 yılında çalışmalara
başlanmıştır. Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğünce 1982 yılında
kamulaştırılan konak yeniden onarılmış 1986 yılında ****** evi olarak
düzenlenmiş 2 Ocak 1987 günüde törenle ziyarete açılmıştır. ******
evinin alt katı ilçe halk kütüphanesi ve idari bölümü üst katı ise
****** müzesi olarak değerlendirilmiştir. 1. Katta sofa, misafir ve
oturma odaları ile Mutfak bulunmaktadır. Silifke ve çevresinin
Etnografik eserlerinin sergilendiği salonlarda ayrıca ******'ün
Taşucunda Sadık Taşucunun evinde kaldığı zaman yattığı yatak takım,
kullandığı yemek takımları " Gazi M Kemal imzalı bir tabanca, ******'ün
Tekir Çiftliğine ve kurduğu Tarım Kredi Kooperatifine ait belgeler,
fotoğraflar yer almaktadır.


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
YALOVA'DA ATATÜRK KÖŞKLERİ
Kaplıcaları ile ün yapan
Yalova'ya ******, ilk olarak 1927 yılında gelmiş bundan sonra hemen her
yıl özellikle Temmuz - Ağustos aylarında gelerek kısa ve uzun süreler
dinlenmiştir. 15 defa Yalova'ya gelen ve bu gelişlerinde 3 aydan fazla
süre Yalova'da kalan ****** son olarak geldiği 22 Ocak 1938 tarihinde
Termal otelinde iken kendisini ölüme götüren hastalığı teşhis
edilmiştir. ******'ün Yalova'ya sık sık gelişleri, günlerce haftalarca
Yalova kaplıcalarında banyo almaları dinlenmeleri üzerine ayrı ayrı
yerlerde Köşkler yaptırılmış yada mevcut köşklerin birinde misafir
edilmiştir. Bu köşkleri şöyledir.

1. Millet Çiftliği Köşkü:
****** adına kurulan sonradan millete mal edilen yalova Millet
çiftliğinde 1929 yılında ****** için yaptırılmıştır. 4 gen planlı iki
katlı kagir küçük bir yapı olan köşkün ilk yapıldığı yeri ******
beğenmemiş Köşk şimdiki yerine çekilmiştir. Bu yüzden halk arasında
yürüyen köşk adıyla anılmaktadır ****** köşkünün alt katında geniş bir
salon üst katında ******'e ait yatak odası vardır. ******'ün
kullandığı eşyalarla birlikte köşe bugün müze olarak düzenlenmiş ve
ziyarete açılmıştır.

2. Baltacı Çiftliği Köşkü
:Yalova kaplıcaları üzerinde bugün Devlet üretme çiftliği olan eski
Baltacı çiftliğinde iki katlı ahşap çatılı bir köşktür. XIX. yy
sonlarında yaptırılmış ****** Yalova gezileri sonlarında bu köşke sık
sık misafir olmuştur. Bugün devlet üretme çiftliği idare binası olarak
kullanılan köşkün bir odası (****** odası) tanzim edilmiştir. Oda da
******'ün hatıralarını taşıyan eşyalar korunmakta ve ziyaret
edilmektedir.

3. ****** Köşkü: Yalova'nın
12 km neyindeki tarihi Yalova kaplıcalarının bulunduğu yerde yüksekçe
bir tepenin eteklerindedir. 1928 yılında Deniz Yolları İdaresince
Cumhurbaşkanlığı köşkü olarak yaptırılmış ve ****** kaplıcalarda banyo
aldığı ve dinlendiği günlerde çok defa bu köşkte kalmıştır. Köşk iki
katlıdır. Alt katta geniş bir salon ve çalışma odaları üst katta yatak
odaları, dinlenme ve banyo daireleri vardır. ******'ün yatak odası ve
banyosu tüm eşyaları ve mobilyası ile muhafaza olunmaktadır

4. Yalova Termalde ******
Odası: ******'ün emirleriyle 1934 yılında inşasına başlanılan Termal
oteli ancak 1938 yılı Ocak ayında tamamlanabilmiş 22 Ocak 1938 tarihinde
özel treni ile Derince istasyonuna gelen ****** oradan Yalova'ya
gelmiş otelin açılışında bulunarak ilk konusu olmuştur. burada özel
dairelerinde 1 Şubat 1938 tarihine kadar 10 gün dinlenen ****** banyo
almış banyodan sonra özel doktoru Prof . Dr. Nihat Reşat Belger
tarafından muayene ve hastalığı teşhis edilmiştir. Yalova Termal
otelinin üst katlarındaki ******'ün özel dairesine yine özel bir
asansörle çıkılmaktadır. Bugün ( ******'ün yatak odası) adı altında
korunan dairenin bir holü bir odası birde banyosu bulunmaktadır. Yatak
odasına ******'ün ceviz bir karyolası vardır. Üzerinde bej renk bir
yorgan örtülüdür. Oda da üç koltuk bir kanepe birkaç sandalye bir de
masa, masa üzerinde kristal bir sürahi ve iki bardağı yer almaktadır.
Özel asansörle inilen ******'e ait banyo dairesinin ise bir dinlenme
salonu bir banyo havuzu ve masaj odaları ve mermer küvet bulunmaktadır.


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
İSTANBUL FLORYA ATATÜRK DENİZ
KÖŞKÜ

28 Haziran 1935 günü özel treniyle İstanbul'a
gelen ****** o gün Haydarpaşa dan Dolmabahçe'ye oradan da Florya'ya
geçerek İstanbullun bu güzel plajında kendisi için İstanbul belediyesi
tarafından yaptırılmakta olan Deniz köşkü inşaatını gezmiş ve
beğenmişti. 1/7 Temmuz 1935 tarihleri arasında İstanbul'da 1 hafta kalan
****** moda deniz yarışlarını takip etmiş ve Florya'dan halkın
arasında birkaç kere denize girmiştir. Kısa bir süre sonra tamamlanan
Florya deniz köşkü İstanbul belediyesince ******'e armağan edilmiştir.
****** 16 Haziran 1936 günü motorla Dolmabahçe sarayından Florya'ya
giderek 28 Temmuz 1936 tarihine kadar 42 gün çalışmalarını bu köşkte
sürdürmüştür 29 Temmuz 1936'da birkaç günlüğüne Ankara'ya gelen ******
TBMM'de (Montreux Antlaşması ) nın görüşmelerinde bulunduktan sonra 3
Ağustos 1936 günü tekrar İstanbul'a gelmiş birkaç gün daha dinlenmiştir.
****** ayrıca 13 Haziran 1937'de 6 gün 28 Haziran - 25 Temmuz 1937
tarihleri arasında da 28 gün daha Florya deniz köşkünde çalışarak
dinlenmiş gerektikçe denize girmiştir. Onun Florya'yı son ziyareti 28
Mayıs 1938 tarihine rastlamaktadır. Florya ****** Deniz Köşkü sahilden
70 metre ileride kazıklar üzerindedir. Köşk bir iskele yolu ile kıyıya
bağlanmaktadır. Projeler Y. Mimar Seyfi Arıkan tarafından
hazırlanmıştır. Bugün Milli Saraylar İdaresinin elinde Cumhurbaşkanlığı
köşkü olarak kullanılan Florya deniz köşkünün geniş bir salonu
kütüphanesi dinlenme ve yatak odaları, banyosu vardır. Florya'da ayrıca
eski Ayastafonos Manastırına ait kalıntıların bulunduğu geniş alanda
******'ün emriyle bir koruluk meydana getirilmiş, çamların süslediği
bir koruluğa (****** korusu) adı verilmiştir. Florya bahçesi de halka
açık park olarak düzenlenmiştir.


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
ATATÜRK'ÜN ANKARA ORMAN
ÇİFTLİĞİNDE VE ÇUBUK BARAJINDAKİ KÖŞKLERİ

****** başkent Ankara'nın 7
km batısındaki çorak topraklarda örnek bir çiftlik kurmayı düşünmüştür.
Türk çitçisine toprak ve tabiat şartları uygun olmasa dahi bilgiyle,
kararlılıkla çalışıldığı takdirde başarı sağlanabileceğini göstermek
istiyordu. ****** 5 Mayıs 1925'teb kurduğu Orman Çiftliğinde çiftliğin
her türlü faaliyetiyle uğraşmış bütün masraflarını kendi ödemiş.
Yaptırdığı köşklerde günlerce haftalarca kaldığı olmuştur. bu köşkler
şunlardır;

1.Marmara Köşkü : ******
Orman Çiftliğinin güneyindeki tepeler üzerindedir. Marmara Köşkü iki
katlı olarak yaptırılmıştır. Alt katında kemerle süslü bir revak vardır.
Üst katta ******'ün yatak odası banyo dairesi dinlenme ve çalışma
salonları vardır. ******'ün kullandığı eşyalar, mobilyası ve yatak
takımları köşkte bir odada bulunmaktadır.

2. Orman Çiftliği ******
Köşkü : Bu köşk tek katlı ve kiremit çatılıdır. Çatının ortasında bir
saat kulesi yükselmektedir. ******'ün ölümünd
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Teorim
Forum Admin
Teorim


Mesaj Sayısı : 540
Kayıt tarihi : 02/04/10
Nerden : Türkiye

Atatürk Müzeleri Empty
MesajKonu: Geri: ****** Müzeleri   Atatürk Müzeleri Icon_minitimeCuma Mayıs 21, 2010 4:10 pm

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
ANKARA'DA SÖĞÜTÖZÜ ATATÜRK
DİNLENME
EVİ

******'ün
dinlenme evi
Ankara Orman Çiftliğinin doğusunda Söğütözü
koruluğundadır. 1926
yıllarında ****** orman Çiftliğini kurarken
birgün atla gezintiye
çıkmış bu yeri beğenerek zaman zaman gelip
dinlenmek üzere, kendisi için
bir kulübe yaptırılmasını istemiştir.
İki gün içerisinde yaptırılan bu
kulübeye sık sık uğramış, burada
dinlenmiş, çevresine, eliyle söğüt ve
çamlar dikmiştir.

****** Dinlenme Evi, tek
katlı
tek odalı küçük bir kulübeden ibarettir. Batıya açılan ancak bir
kişinin
girebileceği bir kapısı , bir kahve ocağı , iki penceresi ve bir

sediri vardır. ******'ün ölümünden sonra , buradaki eşya olduğu gibi
korunmuş
ve ziyarete açılmıştır. Ortada üzeri beyaz örtülü bir hasır
masa,
üç hasır koltuk, bir sehpa, minder döşeli iki küçük sedir ve
yastıklar
, bir petrol lambası , evin tüm dekorunu teşkil etmektedir.
Ocakta,
******'e ait kahve takımı , birkaç porselen tabak , çatal kaşık
ve
bardaklar yer almaktadır. Sediri örten ladik halı seccadenin,
******'e
annesi Zübeyde hanımın hediyesi olduğu söylenir.

Duvarda ******'ü bu evde ,
buradaki
hasır koltukların birinde dinlenirken gösteren bir fotoğraf
asılıdır.
Evin ön cephesinde ahşap çatılı bir çardak vardır. Bahçede
büyük
bir havuz bulunmaktadır.

Tarım- Orman Bakanlığı
İşletmeler müdürlüğünce
bakımı sağlanan ****** dinlenme evi ,
ziyaretçilerine açık
bulundurulmaktadır.


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
ALANYA - ATATÜRK EVİ VE MÜZESİ
Alanya ****** evi ve müzesi
Alanya'nın
Şekerhane mahallesi Azaklar Sokağındadır. ****** 1935 yılı
şubat
ayında Ege vapuru ile çıktığı Akdeniz gezintisinde , 18 Şubat 1935

günü sabahı Alanya İskelesine gelmiş, Alanya'nın köklü ailelerinden
Tevfik
Azakoğlunun iki katlı evinde birkaç saat dinlenmiştir. Evin son
sahibi
Rıza Azakoğlu evi Kültür ve turizm bakanlığına bağışlamış.
Bakanlık
1984 yılında, ****** Evi ve Müzesi olarak onarmaya ve
düzenlemeye
başlamıştır. Ev 30 Nisan 1987 günü cumhurbaşkanı Kenan Evren

tarafından törenle ziyarete açılmıştır.

****** Evi Ve Müzesi,
Alanya'daki
tarihi sivil mimarlık örneklerinden biridir. Evin ilk
katında
Kurtuluş savaşı ve cumhuriyetin ilk yıllarına ait ******'le
ilgili
fotoğraflar, ******'ün bazı fotoğrafları sergilenmektedir. İdare

bölümü, kütüphane ve mutfak bu kattadır. Evin üst katı oturma, çalışma,
yatak odaları olarak eski bir Alanya evini yaşatmaktadır.



[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
DENİZLİ -
ATATÜRK VE ETNOĞRAFYA MÜZESİ
Denizli ****** ve Etnoğrafya Müzesi,
Denizli'nin Uçancıbaşı
Mahallesinde, eski Dispanser binasında
düzenlenmiş ve 1984 yılında
ziyarete açılmıştır.

27 Ocak
1931 günü Aydın-Nazilli üzerinden Denizliye gelmiştir. Saat
13'te
Denizli istasyonunda coşkun gösterilerle karşılanmış, doğruca
geceyi
geçireceği "Fırka binası" olarak kullanılan iki katlı köşke konut

olmuştur. Köşkte kısa bir süre dinlenen ******, daha sonar Denizli'nin
mesire yeri olan Çamlık'ta öğle yemeğini yemiştir. O gün, öğleden sonra
bazı okulları ve Memleket Hastanesini ziyaret eden ******, akşam
Denizli
Belediyesini verdiği yemekte bulunmuş, daha sonra köşke gelerek
geceyi
geçirmiş, ertesi gün sabah saat 6, 30 Da İzmir'e dönmüştür.
******'ün
bir gece konuk olduğu Köşk, daha sonra kamulaştırılmış, 1950
yılından
itibaren Verem Dispanseri olarak kullanılmıştır. 1977 yılında
Köşk,
****** ve Etnografya Müzesi yapılmak üzere Kültür Bakanlığına
devredilmiştir.
1983 yılına kadar onarım süren Köşk, 1984 yılında Müze
olarak
ziyarete açılmıştır. Müzenin zemin katındaki iki oda büro için
ayrılmış,
büyük oda "Denizli Evi" olarak döşenmiştir. Odanın ortasında
geniş
sinili sofra, mangal, pencere kenarlarında sedirler, yüklük ve
ocak,
duvarlarda halılar bulunmaktadır. Üst kat, divan, gardırop,
çalışma
masası ve karyolası ile ******'ün Yatak Odası olarak
düzenlenmiştir.
Bu katta ayrıca Milli Mücadele yallarında Bayram
yerindeki coşkun
mitinge açılan Denizli Sancağı sergilenmektedir.
Denizli ve bu
yöredeki Babadağ el dokumaları ve tezgahları ile birlikte
halı,
kilim örnekleri, yazma kitaplar, vitrinler ve duvarlarda yer
almıştır.
****** köşesinde de ****** fotoğrafları sergilenmiştir.

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
MALATYA -
ATATÜRK EVİ
Malatya ****** Evi, eski Halkevi binasında 1981 yılında
düzenlenerek
ziyarete açılmıştır.

******, Malatya'ya iki
kez gelmiştir. İlkin; Malatya'yı Adana'ya
bağlayan Demiryolunun 1931
yılı başlarında tamamlanması üzerine ******,
13 Şubat 1931 günü
trenle Adana'dan Malatya'ya gelmiş, Malatya'da bir
gece kalmıştır.
1937 yılında Sivas Malatya Demiryolunun tamamlanması ile
de 14 Kasım
1937 günü Sivas'tan Malatya'ya gelmiş, incelemelerde
bulunarak aynı
gün Diyarbakır'a hareket etmiştir. ******'ün Malatya'ya
ilk
geldiği zaman bir gece kaldığı eski Türk Ocağı, daha sonra Halkevi
Binası'nın
giriş katındaki iki oda, 1981 yılında ****** Evi olarak
düzenlenmiştir.
Girişte, sağdaki ilk oda ******'ün Halkevini ziyaret
ettiği sarada
kullandığı masa ve koltukla döşenmiş, işlemeli bir sehpa
konulmuştur.
Girişin solundaki odada, ****** kitapları sergilenmiştir.

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
RİZE -
ATATÜRK MÜZESİ
Rize - ****** Müzesi, Osman Mataracı'ya ait tarihi
evde, 1984 yılında
düzenlenmiş ve ziyarete açılmıştır.

******,
1924 yılı Eylül ayında "******'ün Sonbahar Gezisi" olarak
bilinen
birkaç ay süreli bir geziye çıkmış, bu gezi sırasında Karadeniz
illerini
ziyaret etmiştir. İşte bu gezi günlerinde ******, beraberinde
eşe
Latife Hanım, birkaç milletvekili olduğu halde 17 Eylül 1924 gürü
Trabzon'dan
Hamidiye Vapuru ile Rize'ye gelmiş, Rize de coşkun
gösterilerle
karşılanmıştır. O geceyi Rize'de Mataracı Mehmet Bey'in
evinde
geçiren ******, ertesi günü şehirde bazı ziyaretlerde bulunmuş,
incelemeler
yapmış, saat 16.30'da ayni vapurla Giresun'a hareket
etmiştir.
Rize'de
******'ün bir gece konuk olduğu ev, daha sonra sahibi Mehmet
Mataracı'Dan
yeğeni Osman Mataracı'ya geçmiştir. ******'ün 100. Ölüm
yıldönümü
dolayı sile ****** Müzesi yapılmak üzere, Osman Mataracı
evini Rize
Özel İdaresine bağışlamıştır. 1984 yılında Kültür Bakanlığına

devredilen ev, onarılarak ****** Müzesi halinde düzenlenmiş ve
ziyarete
açılmıştır. Evin bir bölümü de Kültür Merkezidir. Çatısı ile
birlikte
3 katlı olan ev 1902 yılında Mataracı ailesi tarafından
yaptırılmıştır.
Bu günkü düzenlemeye göre evin üst katı ******
Müzesi'dir.
******'ün Rize gezileri, kullandığı eşyalar, ******
fotoğrafları,
Milli Mücadele yallarında Rize'de Kuvay-ı Milliye iler
gelenlerinin
fotoğrafları bu bölümde sergilenmektedir. Müzenin alt
bölümü idare
odaları ve Kültür Merkezine ayrılmıştır.

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
ANKARA -
ÇİFTLİK ATATÜRK EVİ
******'ün 100. Doğum Yıldönümü dolayısıyla,
Selanik'teki ******
Evi'nin aynı plan ve ölçüler içersinde bir
örneğinin Ankara'da ******
çiftliği sanırları içersinde
yaptırılması düşünülmüş, ev Ankara Ticaret
Odası'nın girişimi ile
Çarmıklı Kardeşler tarafından yaptırılarak 1981
yılı 10 Kasım günü
törenle ziyarete açılmıştır.

Çiftlik- ****** Evi, bodrum katla
birlikte üç katlıdır. Bodrum kat
girişinde sağdaki oda hizmetlilere,
soldaki kütüphaneye ayrılmıştır.
Evin asıl girişi arka yönündeki
merdivenli kapıdır. Selanik ******
Evi'nde olduğu gibi, binci
kattaki sofanı ortamında ahşap masa,
pencerelerin önünde de duvar
boyuca sedir yer almaktadır. Sofanın
solunda misafir odası vardır.
Bu
odadan sandık odasına geçilmektedir. Misafir odasının karşısındaki
oda
******'ün annesi Zübeyde Hanım'a ayrılmıştır. ******, Selanik'te
bu
odada doğmuştur. Sedir, karyola, mangal, sandık, rahle bu odanın
başlıca
eşyaları sayılır. Yatak odasının yanındaki bölümde mutfak yer
alır.
Burası bakır kaplarla donatılmış ve ortaya bir masa konmuştur.
Mutfağın
karşısındaki kapıdan ikici katın sofasına çıkan merdiven
boşluğunda
tuvalet vardır. İkinci kat sağ tarafında Selanik-******
Evi'nde
olduğu gibi, ******'ün çalışma odası bulunmaktadır. Bu oda
sedir,
çalışma masası, mangal gibi eşyalarla sergilenmiştir. Çalışma
odasının
karşısındaki yatak odasında ******'e ait giyim eşyaları ile
diploma
örnekleri bulunmaktadır. Binanın geniş bir balkonu, karşısında
da
banyosu vardır. Çiftlik-****** Evi, Kültür Bakanlığı Eski Eserler ve
Müzeler Genel Müdürlüğünce yönetilmektedir.

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
ECEABAT-
ÇAMYAYLA ATATÜRK KARARGAHI
Çanakkale Savaşlarını başlangıç
yallarıydı. Sofya'da Ateşemiliter olan
Yarbay Mustafa Kemal
(******), Osmanlı Devleti'nin hızla birinci Dünya
Savaşı'na
girmekte olduğunu görmüş, Başkomutanlıktan, memlekette faal
bir
görev verilmesini ısrarla istemişti. Bu ısrar karşısında onu 20 Ocak
1915'te, Tekirdağ bölgesinde yeni kurulmakta olan 19. Tümen
Komutanlığına
tayin ettiler. ******, kısa sürede bu tümeni kurmuş, 25
Şubat
1915'te, Çanakkale Savaşlarına katılmak üzere Eceabat'a gelmiş,
burada
ikmal yaptıktan sonra, 18 Nisan 1915'te Çamyayla (Bigali) köyüne
gelerek,
bir köy evini Karargah yapmıştı. Bir hafta sonra savaş
başlamış,
****** Conkbayırı ve Arıburun'da üstün düşman kuvvetlerine
karşı,
taarruz ve savunma savaşları yaparak, kahramanlığı, cesareti ve
kazandığı
zaferlerle bütün dünyanın dikkatlerini üzerine toplamış, 1
Haziran
1915'te albaylığa yükseltilmiştir. ****** bu günlerde
Çamyayla'daki
karargahında oturuyor, taarruz planlarını bu karargahta
hazırlıyor,
buradan cephenin en ön saflarına gidiyordu.

Çanakkale
Zaferi'nden sonra, bir kahraman olarak 10 Aralık 1915'te
İstanbul'a
döndü.
Çanakkale savaşlarından sonra, ******'ün Çamyayla'daki
Karargahı yine
eski sahiplerini elinde ev olarak uzun yıllar
kullanıldı. Bu evde
******'ün günlerce en uzun gecelerin
geçirdiğini, petrol lambalarını
sabahlara dek yandığını herkes
biliyordu. O gün kullanılan eşyalardan
tek bir masa kalmıştı.
****** bu masaya dirseklerini dayayarak, kim
bilir kaç gece
düşünmüş, haritaları işaretlemişti. Sonunda, (Çamyayla
******
Müzesi Kurma Komitesi) adıyla bir komite kuruldu. Bu komite ilk

olarak, 1969 yılında evin dış kapısı üzerine (M. Kemal ******'ün
1915
tarihindeki 19.cu Tümen Karargahı) ibaresini taşıyan bir levha
yerleştirdi.
Evin sahiplerinden satın alınarak müze haline getirilmesi
isteniyordu.
Sonunda bu işte oldu.
******'ün Çamyayla Karargahı, Kültür
Bakanlığına devredildi. Bakanlık,
evi onartarak 1973 yılında
ziyarete açtı. ******'ün Çamyayla Karargahı
iki katlı ve bağdadî
olarak yaptırılmıştır. Dış kapısından küçük bir
avluya
girilmektedir. Alt katta biri büyük, öteki küçük iki odası
vardır.
Buradaki tahta bir merdivenle üst kattaki salona çıkılır. Salona

açılan üç kapıdan ortadaki en büyük oda, ******'ün çalışma odası
sağdaki
yatak odasıdır. Diğer oda yaverine ayrılmıştır. Odaların tavan
ve
döşemeleri tahtadır. ******'ün masası, çalışma odasındadır. Karargah
Müzesi, ******'ün resimleriyle ve sonradan buraya getirilen eşyalarla
sergilenmiştir.


[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
ATATÜRK'ÜN ANKARA'DA İLK KARARGAHLARI
Sivas
Kongresinden sonra kurulan Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk
Cemiyeti
Heyet-i Temsileye'si 3 Ekim 1919'da Ankara'ya gitmek kararını
vermişse
de bazı olaylar bu hareketi geciktirmişti. Ancak 18 Aralık
1919'da
Sivas'tan yola çıkılabildi. Heyet-i Temsiliye Reisi Mustafa
kemal
(******), yanında arkadaşları olduğu halde, 19 Aralık 1919 gecesi

Kayseri'ye, 14 Aralık'ta Kırşehir'e gelmişler, yol üzerindeki köy ve
kasabalar
halkı ile görüştükten sonra, 27 Aralık 1919 Cumartesi günü
saat 15.
30'da Ankara'ya ulaşmışlardı.

Ankara, günlerdir karşılama
hazırlıkları yapıyordu. Milli giyimleri
içinde atlı ve yaya bir
seğmen alayı, Kızılyokuş ve Dikmen sırtlarında
******'ü bekliyordu.
Halk, davul ve zurnalarla ******'ün geçeceği
yollara dökülmüştü.
Ankara'daki 20. Kolordu Komutanı Ali Fuat (Cebesoy)
ve maiyeti,
Ankara vali vekili ve arkadaşlarını eymir gölü yakınlarında
karşılamışlardı.
Konvoy Dikmen Sırtlarından şimdiki Genel Kurmay
Başkanlığının önüne
gelince ortalık karıştı. Seymenler, zeybekler, esnaf
temsilcileri,
öğrenciler ve binlerce Ankara'lı, tek ses, tek yürek
olmuş,
******'ü karşılıyor, alkışlıyor, (yaşa, varol) diye
bağırıyorlardı.
Yollarda kurbanlar kesiliyor, milli oyunlar oynanıyordu.
Ankara'nın
bayramıydı o gün.
Kafile, şimdiki Kızılay'dan şehre yönelmiş, bugün
Türk Hava Kurumunun
bulunduğu kavşaktan istasyona sapmıştı.
Gösteriler devam ediyordu.
İstasyondan doğruca Ulus meydanına,
buradan da Hükümet Konağına
gelmişlerdi. Yahya Galip'in (Hoş
geldiniz) konuşmasından sonra, Hükümet
Konağında kısa bir süre
dinlenen ******, buradan Kolordu'yu ziyaret
etmiş, daha sonra
Heyet-i Temsiliye için hazırlanan, Keçiöerentepesi
yamacındaki
"Ziraat Mektebi"ne yerleşmişti.
****** artık Ankara'daydı ve ilk
karargah olarak şu binalarda
oturmuştu.
I-Eski Ziraat
Okulu :
Keçiören tepelerini yamacında Çubuk çayına
bakan
iki katlı taş bir yapıydı. Heyet-i Temsiliye'nin çalışmalarını
Ankara'da
sürdüreceği haberi üzerine, Ankara Vali vekili Defterdar Yahya

Galip bey, en uygun çalışma yeri olarak burayı seçmişti. Üst kata
çıkınca
karşıya gelen büyük oda ve bitişiğindeki oda ******'e, sağdaki
odalar
Heyet-i Temsiliyenin üyelerine, soldakiler de bürolara, bir süre
sonra
Halide Edip (Adıvar)ın yönetiminde çalışmalar başlayan Anadolu
Ajansına
yarılmıştı. Alt katta, yemek salonu, şifre ve telgraf odaları,
yaverler
bürosu ve muhafız birliği yatakhanesi vardı. İlk T. B. M. M.
'nin
hazırlıklarının yapıldığı, pek çok tarihi kararların verildiği bu
karargah,
******'ün önce İstasyondaki karargaha sonra Çankaya köşkü'ne
taşınmasıyla,
Kurtuluş savaşı yıllarında bir süre Genel Kurmay
Başkanlığı
Karargahı olarak kullanılmıştı.
Bugün, Devlet Meteoroloji İşleri
Genel Müdürlüğü burada çalışmakta,
****** Odası, eşyaları ile
birlikte korunmaktadır.
II-Ankara Garındaki ******
Karargahı :
İlk karargah binası
olarak kullanılan Ziraat
Okulu, şehrin merkezine uzak olduğu için, ilk
Büyük Millet
Meclisi'nin açılışından kısa bir süre önce, ******,
Karargahını,
Ankara Garındaki eski istasyon binasını üst katkına
nakletmiş,
çalışmalarını burada sürdürmüştür. Üst katta ******'ün yatak
odası,
çalışma odası, bir toplantı salonu ve bir de yazıhane vardır.
******,
Çankaya'daki eski Köşke geçinceye kadar burada kalmış, birçok
tarihi
kararları bu binada almıştır. Bina bugün, ****** Konutu adı ile
müzedir.

III- Çankaya'da Eski Köşk : Çankaya'daki
Bulgurzade Tevfik
Efendi'nin Bağevi, Ankara'lılarca satın alınarak
(Ordu Köşkü) adıyla
Milli savunma Bakanlığına devredilmişti.
Gar'daki ****** Karargahı
yetersiz olduğu için ****** bu köşke
taşınmış, 1932 yılında Yeni Köşk
yapılıncaya kadar bu köşkte
oturmuştu.
Çankaya eski köşkü, iki katlıydı. Girişinde havuzlu bir
holü vardı.
******, 1923 yılı Ocak ayında Latife Hadım'la
evlendikten sonra, bu
elverişsiz evi daha kullanışlı bir duruma
getirmişti. Havuzlu hol
kaldırılarak burası altlı üstlü salon olmuş,
kuleli bölüm eklenerek yeni
odalar yapılmış, şöminelere konmuştu.
Böylece Eski Köşk, 1932 yılına
kadar Cumhurbaşkanlığı Köşkü olarak
kullanılmıştı. Eski Köşk, bugün
****** Müzesi olarak
düzenlenmiştir.

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
ALAGÖZ ATATÜRK KARARGAHI
Alagöz ******
karargahı, Ankara-Polatlı ilçesine bağlı Alagöz
Köyündedir.

Kurtuluş
Savaşı günlerinde düşmanın Polatlı yakınlarına kadar ilerlemesi

üzerine Batı Cephesi Komutanlığı Alagöz Köyünü "Cephe Karargahı" olarak
seçmiş, köy halkından Türkoğlu Ali Ağa'ya ait büyük konağa yerleşmişti.
Atatükk, Büyük Nutuk'unda da: (12 Ağustos 1921 günü Ekan-ı harbiye-i
Umumiye
Cephe Karargahına gittim. . ) diyerek, 23 Ağustos 1921 den 13
Eylül
1921 tarihine kadar 22 gün, 22 gece aralıksız devam eden Sakarya
Meydan
Savaşı'nı bu binadan idare etmiş, yine onun ifadesiyle: (Cihan
tarihinde
ender olan büyük bir meydan muharebesinin) bütün planlarını bu

binada hazırlamış, tarihi kararlarını burada vermiştir.
Kurtuluş
Savaşı'ndan sonra bina, sahibi Ali Türkoğlu ve oğulları
tarafından
ev olarak kullanılmış, 1967 yılında Eski Eserler ve Müzeler
Genel
Müdürlüğüne devredilmesi ile onarımı yapılmış, 10 Kasım 1968'de
ziyarete
açılmıştır.
Alagöz ****** Karargahı, 12 odalı ve 2 katlı büyük bir
konaktır. Bina
taş ve tuğladan yapılmış, üzeri ahşap çatı ile
örtülmüştür. Üst salon
tavanı işlemelidir. Girişte, Sakarya
Savaşında kullanılmış makinalı
tüfekler, savaş malzemeleri ve
****** fotoğrafları sergilenmektedir.
Buradan küçük bir merdivenle
üst kata çıkılmaktadır. Salondaki
vitrinlerde ******'' ait eşyalar
görülür. ******'ün "Başkumandanlık
Çalışma Odası", Yatak Odası,
yaverlere ait odalar aslına uygun şekilde
döşenmiştir. Alagöz
****** Karargahı, 1980 yılından sonra Ankara'daki
Anıtkabir'le
birlikte Genelkurmay Başkanlığına bağlanmıştır. Karargah
her gün
ziyarete açık bulundurulmaktadır.

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
AKŞEHİR
BATI CEPHESİ KARARGAHI MÜZESİ
Akşehir-Batı Cephesi Karargahı Müzesi,
1965 yılına kadar Akşehir'de
Belediye Dairesi olarak kullanılan,
iki katlı tarihi binada 1966 yılında
ziyarete açılmıştır.

Karargah
Müzesi binası, 1905 yılında konak olarak yaptırılmış, Kurtuluş
Savaşından
önce Belediye ve Kaymakamlık olarak kullanılmıştır. Kurtuluş
Savaşı
yıllarında, Batı Cephesi Karargahı, 18 Kasım 1921 tarihinde
Akşehir'e
taşınmış, 24 Ağustos 192 gününe kadar, 9 ay 6 gün süre ile bu
bina
karargâh olarak kullanılmıştır. ******, silah arkadaşları ile
birlikte
Büyük Taarruz hazırlıkların burada yapmış, Taarruz tarihini
burada
kararlaştırmıştır.
Kurtuluş Savaşından sonra yine Belediye olarak
kullanılan binada
(Başkumandan Mustafa Kemal Paşa'nın taarruz emrini
verdiği oda, Garp
Cephesi Kumandanı İsmet Paşa'nın Çalışma Odası,
Garp Cephesi Erkan-ı
Harbiye Reise Asım Paşa'nın Çalışma Odası)
şeklinde üst kat odaları
birer plaka ile işaretlenmiş, o günler
kullanılan masa, koltuk, halı
gibi eşyalarla ****** Odası
düzenlenmiştir. Akşehir Belediyesi'nin yeni
binasına taşınması
üzerine Karargah binası, Eski Eserler ve Müzeler
Genel Müdürlüğüne
devredilmiş, bu kitabın yazarı tarafından teslim
alınarak müze
haline getirilmiştir.
1981 yılında yeniden düzenlenen Batı Cephesi
karargahı Müzesini
girişinde ****** Eşyaları sergilenmektedir.
Burada bir de "Gaziler
Köşesi" düzenlenmiştir. Üst katta, ******,
İsmet İnönü ve Asım Gündüz
odalar vardır. Yaverler için ayrı bir oda
ayrılmıştır. Salondaki
panolarda Sakarya Savaşından büyük Taarruza
kadar gelen sürelerdeki
tarihi olaylar yazı ve fotoğraflarla
anlatılmış, krokiler
sergilenmiştir. Ayrıca Kurtuluş Savaşında
Akşehirken Milletvekili olan
Hacı Bekir (Sümer)e Zafer Armağanı bir
tüfek, bir özel odada Karargahta
çalışan subaylara ait fotoğraflar
görülmektedir.

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
AFYON VE ŞUHUT'TA ATATÜRK KARARGAHLARI
Afyon'da
****** Karargahı :


Afyon'da ****** Karargahı, bugün
Emniyet Müdürlüğü olarak kullanılan
eski Belediye Binasıdır. Bir
odası (zafer odası) olarak düzenlenmiştir.
Ankara'da ilk Büyük
Millet Meclisinin açılışından hemen sonra, ******,
milli bir
ordunun kurulması ve vatanın düşmandan temizlenmiş yolunda
çalışmalara
başlamış, bu amaçla Batı Cephesi Komutanlığını kurmuştur.
******
bu cepheyi denetlemek üzere, bir heyetle 6 Ağustos 1920 de
Afyon'a,
buradan da Kütahya ve Eskişehir'e gelmiş, dönüşte, 28 Ağustos
1920
de yine Afyon'a uğramıştır. Kurtuluş Savaşı'nda, Büyük zafer'den üç

gün önce, 27 Ağustos 1922 günü Afyon'daki Karargahına gelmiş Büyük
Zafer'e
kadar çalışmaları buradan idare etmiştir. ******, Büyük
Zaferden
ve Cumhuriyetin ilanından sonra 9 kez daha Afyon'a gelmiş, bu
gelişlerinde
Karargahta gecelediği günlerin anıların tazelemiş ve
Karargahını
ziyaret etmiştir.
Afyon-****** Karargahı, bugün Afyon'da Hükümet
Konağı karşısında, Şehir
Parkıyla ****** Anıtının yanındadır. Bina,
1913 yılında belediye
olarak yaptırılmıştır. İki katlıdır. Kemerli
bir kapıdan geniş bir
salona girilir. Salona açılan sağ baştaki oda,
Zafer Odası olarak
düzenlenmiştir. Odada, ******'ün kullandığı 1
masa, 3 koltuk, 3 kanepe,
3 sandalye, 2 sehpa, avize ve perdeler
bulunmaktadır. Duvarlarda,
******'ü Kocatepe'de gösteren yağlıboya
tablo, Zaferle ilgili
fotoğraflar asılıdır. Masa üzerinde bir
****** büstü vardır.
****** Karargahı, 1935 yılına kadar Belediye
Dairesi olarak
kullanıldıktan sonra, kiraya verilmiş, 1963 yılında
Afyon Emniyet
Müdürlüğüne devredilmiştir.
Şuhut'ta
****** Karargahı :

******, Büyük Taarruz emrini verdikten
sonra, 24 Ağustos 1922
günü-Akşehir'den Afyon İli Şuhut İlçesine
gelmiş, Yalı Mahallesindeki
Hacıveli oğullarına ait bir evi, geçici
karargah olarak kullanmıştır. O
günün akşamı, arkadaşları ile
birlikte bu evde bir toplantı yapan
******, taarruz planların
gözden geçirmiş, geç saatlere kadar süren
toplantıdan sonra odasına
çekilmiştir. Burada birkaç saat dinlenen ve
uyuyan ******, sabaha
karşı Kocatepe'ye hareket etmiş, 26 Ağustos 1922
günü saat 5. 30'da
topçu ateşiyle büyük taarruzu başlatmıştır.
******'ün kaldığı bu
ev, iki katlı, cumbalı, küçük bir köy konağı. Alt
katında hole
açılan 4 odası, üst katında 1 salon 4 oda ve bir selamlığı
vardır.
******, bu kattaki cumbalı odada çalışmış ve dinlenmiştir. Ev
bugün
Ahmet Koç'a aittir ve "korunmamsı gereken evler" arasındadır.

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
UŞAK -
ATATÜRK VE ETNOĞRAFYA MÜZESİ
Uşak-****** ve Etnografya Müzesi,
Kurtuluş Savaşında Büyük Zafer'in
hemen ardından 2 Eylül 1922 günü
Uşak'a giren Başkomutan Gazi Mustafa
Kemal (******), Batı Cephesi
Komutanı İsmet(İnönü), Batı Cephesi Kurmay
Başkanı Asım (Gündü), I.
Ordu Komutanı Nureddin, 4. Kolordu Komutanı
Kemaleddin Sami Paşalar
tarafından geçici karargah olarak kullanılan
binada, 1978 yılında
açılmış, 1986 yılında yeniden düzenlenmiştir. Bina,
1910 yılında
Uşaklı Kaftancı ailesi tarafından yatırılmıştır. İki
katlı, büyük
bir konaktır. Kemerli kapısından geniş bir salona
girilmektedir.
Salonun sağ ve solunda odalar vardır. Çıkartmalı üst
katın sağındaki
geniş oda, ******'ün Uşak'ta bulunduğu 2-4 Eylül 1922
günlerinde
******'ün Uşak'ta bulunduğu 2-4 Eylül 1922 günlerinde
******'ün
yatak odası olarak kullanılmıştır. 3 Eylül 1922'de esir
alınan Yunan
Başkomutanı General Trikopis ve maiyeti ile ******, bu
binada
görüşmüştür.
Kurtuluş Savaşı'ndan sonra, sahipleri tarafından ev
olarak kullanılan
bina, 1973 yılında Müze yapılmak üzere
kamulaştırılmış ve onarımı
yapılmıştır. Binanın birinci katı,
Etnografya Seksiyonu olarak
düzenlenmiş, Uşak ve çevresinden
derlenen etnoğrafik eserler burada
sergilenmiştir. İkinci kat,
Kurtuluş Savaşı ve ****** seksiyonudur.
****** ve Kurtuluş Savaşı
ile ilgili fotoğraflar, belge önerleri,
****** eşyaları burada yer
almaktadır.

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
ANKARA
KURTULUŞ SAVAŞI MÜZESİ
Kurtuluş Savaşı Müzesi, Ankara-Ulus
Meydanındaki ilk Türkiye Büyük
Millet Meclisi binasında 1961 yılında
ziyarete açılmıştır.

Bina ilkin 1915 yılında İttihat ve Terakki
Cemiyeti Kulübü olarak
yapımına başlanmış, 1920 yılında
tamamlanmıştır. 120 üye ile Ankara'da
toplanan ilk Türkiye Büyük
Millet Meclisi, 23 Nisan 1920 günü ve bu
binada açılmıştır. İlk
Meclis 15 Ekim 1925 tarihine kadar bu binada
çalışmalarını yapmış,
daha sonra Şimdi Cumhuriyet Müzesi olan İkici
Meclis binasına
taşınmıştır. Bir ara Ankara Hukuk Fakültesinin bulunduğu
bina 1952
yılına kadar Cumhuriyet Halk Partisini Merkez binası
olmuştur. Daha
sonar Eski Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğüne
devredilmiş, 1961
yılında İlk büyük Millet Meclisi Müzesi olarak
düzenlenmiş, ziyaret
açılmıştır. 1980 yılından sonra yeni bir düzenleme
ile ilgili
belgeler ve eşyalarla birlikte ilk Meclis düzenine göre şu
bölümleri
içine almıştır.
Riyaset Divanı : İcra Vekilleri
Heyeti (Bakanlar Kurulu) odası
olarak ta kullanılan bu salonda
******'ün o günlere ait büyük boy
fotoğrafları, İcra Vekileri
heyetini başkan ve üyelerine ait fotoğraflar
bir masa ve zamanına
ait eşyalar vardır.
Şer'iye Encümeni : İlk Meclisin
açıldığı günlere ait mobilyası
ile döşelidir. Ayrıca ******'ün
Gazi unvanını ve Mareşal rütbesini
aldıktan sonraki fotoğrafları
vardır.
Dinlenme Salonu : ******'ün 27 Aralık
1919'da Ankara'ya ilk
gelişine ait yağlı boya bir tablo, Kurtuluş
Savaşıyla ilgili harita ve
planlar, ilk Meclisle ilgili eşya ve
belgeler teşhir edilmektedir.
Encümenler Odası :
Devrinin mobilyası ile teşhir halindedir.
Meclise hediye edilen
değerli bir halı da burada asılıdır.
Toplantı Salonu :
Salonun tam karşısında Başkanlık kürsüsü
kürsünün sağında, solunda
ve önünde milletvekillerine ait saralar
vardır. Toplantı salonu eski
şekline göre, titizlikle hazırlanmış ve
vitrinlere ilk Büyük Millet
Meclisi, üyelerinin fotoğrafları il sarasına
göre
yerleştirilmiştir. Kürsüye ******'ün Kurtuluş Savaşı günlerindeki

kıyafetiyle bir büstü konmuş, kürsünü arkasındaki duvara da Arap
harfleriyle
(Hakimiyet Milletindir) levhası asılmıştır. Reis Odası :

Döşemede bir taban halısı, bir masa, birkaç koltuk ve ******'ün
resimlerini
bulunduğu bu oda (Gazi Odası) olarak ta adlandırılmaktadır.





[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

ANKARA
CUMHURİYET MÜZESİ

Ankara-Cumhuriyet Müzesi, Ulus'ta Cumhuriyet
döneminin ilk Büyük Millet

Meclisi binasında 30 Ekim 1981 günü
törenle ziyarete açılmıştır.



Ankara-Ulus Meydanında şimdi
Kurtuluş Savaşı Müzesi olan ilk Büyük

Millet Meclisi ihtiyaca yeter
olmadığı için, 1923 yılında yeni bir

Meclis binasını yapımına
başlanmıştır. Mimar Vedat (Tek)in eseri olan

Büyük Millet Meclisi
kısa sürede tamamlanarak 17 Ekim 1925 tarihinde

hizmete girmiştir.

Cumhuriyet
Dönemi'nin ilk Büyük Millet Meclisi olan binanın ortasında

geniş
bir Genel Kurul Salonu vardır. Salonu çevrine koridorlara odalar

açılmaktadır.
Salonu çevrine koridorlara odalar, açılmaktadır. Büyük

Salonun
tavan ve duvarları kalem işi Türk desenleri ile süslüdür. 1960

yılına
kadar Büyük Millet Meclisi olarak kullanılan bina, daha sonra

Merkezi
Antlaşma Teşkilatı (CENTO) binası Genel Merkezi olmuştur.

******'ün
Ölümünün 100. Yıldönümü dolayısıyla, Cumhuriyet Müzesi olarak


düzenlenmek üzere Kültür Bakanlığına devredilen Meclis binası, büyük

bir
onarım görmüş, kalem işi süsleri yenilenmiştir. Müze, 30 Ekim 1981

günü
törenle ziyarete açılmıştır. Cumhuriyet Müzesinde 1923 yılından

günümüze
kadar Cumhurbaşkanları ve Başbakanların fotoğrafları ile bu

devrede
Türkiye Cumhuriyetinin sosyal, ekonomik ve kültürel hamleleri,

eşya,
belge ve fotoğraflarla gösterilmiştir. Ayrıca 1923'ten sonra

basılan
kağıt ve madeni paralar ile hatıra para ve madalyonlar

sergilenmiştir.
Kamu İktisadi kurumlarını gördüğü hizmetler ve

gelişmeleri
grafikler, rakamlar ve maketlerle verilmiştir. . Cumhuriyet

Müzesi,
yeni Türkiye Devletini doğuşu ve Türk inkılapları hakkında

öretici
nitelikte bir eğitim müzesidir.



ANKARA -TÜRK İNKILAP TARİHİ
ENSTİTÜSÜ MÜZESİ

Türk devrimleri ve Türkiye Cumhuriyeti rejiminin
dayandığı esaslar

hakkında her türlü araştırmalarda bulunmak, bu
konularla ilgili

belgeleri ve yayınları toplamak, bunlarla
kütüphaneler, müzeler açmak,

arşivler kurmak, Türk devrimlerini
memleket içinde ve dışında tanımak,

dersler, konferanslar vermek,
yayınlar yapmak üzere, 15 Nisan 1942 tarih

ve 4204 sayılı özel bir
kanunla, Ankara Dil ve Tarih-Coğrafya

Fakültesine bağlı olarak (Türk
İnkılap Tarihi Enstitüsü) kurulmuştur.

Enstitü bugün Dil ve
tarih-Coğrafya Fakültesi büyük salon bitişinde

bulunmaktadır.

Türk
İnkılap Tarihi Enstitüsünü zengin bir kütüphanesi, arşive, bir de

müzesi
vardır. 1943 yılından başlayarak Müzeye bağışlar olmuş. Ankara

Etnografya
Müzesindeki Hatay devletine ait mühürler buraya verilmiştir.

Ayrıca
Polis Enstitüsünden, Emin Erkul, İbrahim Sunbay, kazım Karabekir,


Ali Fuat Cebesoy, Behiç Erkin ve H. M. Çarıklı tarafından, Kurtuluş

Savaşı
ve İnkılaplarla ilgili eşyalar bağışlanmıştır. Müzede, ******'ün


Sivas Kongresi günlerinde kullandığı masa ve koltuk, ******'ün

hayatına
ait fotoğraflar, inkılâplarla ilgili resimler, belgeler vardır.



Türk
İnkılap Tarihi Enstitüsünün ayrıca bir de arşivi bulunmaktadır.





ANKARA
- ASKERİ TARİH ATATÜRK MÜZESİ



Türk devrimleri ve Türkiye
Cumhuriyeti rejiminin dayandığı esaslar

hakkında her türlü
araştırmalarda bulunmak, bu konularla ilgili

belgeleri ve yayınları
toplamak, bunlarla kütüphaneler, müzeler açmak,

arşivler kurmak,
Türk devrimlerini memleket içinde ve dışında tanımak,

dersler,
konferanslar vermek, yayınlar yapmak üzere, 15 Nisan 1942 tarih

ve
4204 sayılı özel bir kanunla, Ankara Dil ve Tarih-Coğrafya

Fakültesine
bağlı olarak (Türk İnkılap Tarihi Enstitüsü) kurulmuştur.

Enstitü
bugün Dil ve tarih-Coğrafya Fakültesi büyük salon bitişinde

bulunmaktadır.




Türk İnkılap Tarihi Enstitüsünü zengin bir kütüphanesi, arşive,
bir de

müzesi vardır. 1943 yılından başlayarak Müzeye bağışlar
olmuş. Ankara

Etnografya Müzesindeki Hatay devletine ait mühürler
buraya verilmiştir.

Ayrıca Polis Enstitüsünden, Emin Erkul, İbrahim
Sunbay, kazım Karabekir,

Ali Fuat Cebesoy, Behiç Erkin ve H. M.
Çarıklı tarafından, Kurtuluş

Savaşı ve İnkılaplarla ilgili eşyalar
bağışlanmıştır. Müzede, ******'ün

Sivas Kongresi günlerinde
kullandığı masa ve koltuk, ******'ün

hayatına ait fotoğraflar,
inkılâplarla ilgili resimler, belgeler vardır.

Türk İnkılap Tarihi
Enstitüsünün ayrıca bir de arşivi bulunmaktadır



ANKARA - TBMM'DE
ATATÜRK VE MECLİS MÜZESİ

Ankara'da Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde
kurulan (****** ve Meclis

Müzesi), Parlâmentonun doğu yönünün
birici katındaki bir salonda 1968

yılında açılmıştır. Bu bölümde
ayrıca Meclis Kitaplığı vardır.

Müze salonunda, 1920den bu yana,
Meclis başkanlarının sırasıyla,

******, Fethi Okyar, Kazım Özalp,
Abdülhalik Renda, Kazım Karebekir,

Ali Fuat Cebesoy, Şükrü
Saracoğlu, Refik Koraltan, Fuat simen, Ferruh

Bozbeyli, Sabit Osman
Avcı, Kemal Güven, Cahit Karakaş, Necmettin

Karaduman'ın büyük boy
fotoğrafları yer almaktadır. Vitrinlerde İlk

Meclis'in kuruluşuna ve
anayasalara, cumhuriyetin ilanına, ******'ün

tahsil devresine ve
siyasi hayatına ait belgeler, Meclis ve ******

albümleri,
inkılaplarla ilgili bazı konunların orijinal metinleri,

******'ün
el yazısıyla büyük Nutuk, 1924 yılı Meclis açış nutku,

duvarlarda
****** Fotoğrafları ilk B. M. Meclisini yağlı boya tablosu

ve
Meclis tarihiyle ilgili çeşitli belge ve fotoğraflar teşhir

edilmektedir.


Müzede ayrıca, yabancı devlet büyüklerini Meclis'e hediye ettikleri


eserler de bulunmaktadır.

ANKARA - VALİLİK BİNASINDA ATATÜRK
ODASI

******, 27 Aralık1919 Cumartesi günü saat 14. 00'de ilk
olarak

Ankara'ya gelmiş, coşkun gösterilerle karşılandıktan sonra,
saat 15.

00'da Valilik makamını ziyaret etmişlerdi. Ankara Vali
Vekili Defterdar

Yahya Galip bey, Mustafa Kemal'e Ankara halkının
saygı ve

bağlılıklarını, milli mücadelede sonuna kadar
kendilileriyle birlikte

çalışacaklarını ifade eden kısa ve özlü bir
konuşma yaptıktan sonra "Hoş

geldiniz!" demiş, daha sonra memur ve
halktan ileri gelenler, ******'ü

ziyaretle "arz-ı tazminat"
eylemişlerdi.

******, Ziraat Mektebi'ndeki karargahına yerleştikten
sonra da, sık sık

Valilik makamına uğramışlar, burada çalışmış,
toplantılar yapmışlardı.

Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti
teşekkül ettikten sonra da ilk

icra vekilleri heyetine yine bu odada
Başkanlık etmişlerdir.

******'ün ölümünden sonra, Valilik makamına
******'ün bir büstü ile

mermer bir plaka konmuş, plakanın üzeren
şu cümleler yazılmıştır.

"ATATÜRK, Kurtuluş Savaşının başlangıcında
Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i

Hukuk Cemiyetinin Heyet-i Temsiye Reisi
olarak 27. 12. 1919 Cumartesi

günü saat 15. 30 da Ankara'yı
şereflendirdi. Burayı kendilerine çalışma

odası seçen Büyük Önder,
Türkiye Büyük Millet Meclisi İcra Vekilleri

Heyetine bu odada
riyaset buyurdular. 1919-1920"

******'ün Çalışma odası, bu gün de
Ankara Valiliği makamı odası olarak

kullanılmaktadır.

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

ANKARA -
ETNOĞRAFYA MÜZESİNDE GEÇİCİ KABİR YERİ

******'ün 10 Kasım 1938'de
ölümünden sonra, katafalkı büyük bir törenle

19 Kasım 1938 günü
Dolmabahçe'den alınarak, önce Yavuz zırhlısına,

sonra da
Haydarpaşa'dan trene nakledilmişti. Tabut, buradan Büyük Millet


Meclisi önündeki katafalkla taşınmış, 21 Kasım 1938 de Ankara

Etnografya
Müzesi büyük salonundaki geçici kabir konmuştu.



1927 yılında
yapılan Ankara Etnoğrafya Müzesi, 1930 yılında ziyarete

açılmıştı.
******'ün ölümünden sonra, girişteki büyük salonun,

Anıtkabir
tamamlanıncaya kadar Geçici Kabir olması düşünülmüş,

******'ün
kurşunlu tabutu ise beyaz mermerlerle bir set yapılmıştı. Bu

salon,
10 Kasım 1953 tarihine, yani tabutun Anıtkabir'e nakline kadar 15


yıl süre ile Anıtkabir vazifesi görmüş, devlet başkanları, yerli ve

yabancı
heyetler ve halk tarafından ziyaret edilmiştir.

Tabut
kaldırıldıktan sonra, Geçici Kabir yerindeki mermer set üzerine şu


kitabe konmuştur. (Burası 10. 11. 1938'den 10. 11. 1953'e kadar yattığı


yerdir. ) Etnoğrafya Müzesi'nin önünde ******'ün 1927 yılında

yaptırılan
at üzerinde büyük bir tunç heykeli vardır.



[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

İSTANBUL -
DOLMABAHÇE SARAYINDA ATATÜRK'ÜN ÖLDÜĞÜ ODA

Dolmabahçe Sarayı'nda
Muayede Salonundan sonra geçilen ve bu gün (Hususi

Daire) adıyla
tanınan bölümün denize bakan yönündeki dördüncü oda,

******'ün
hayata gözlerin kapadığı tarihi bir oda olarak, bütün

eşyasıyla bir
müze halindedir. Bu oda, Abdülmecid ve daha sonraki

Osmanlı
padişahlarının kışlık yatak odasıydı. Hususi Dairenin iki büyük

salonunu
birbirine bağlıyan koridor üzerindeki bu oda, iki kapılı ve

dört
pencerelidir. Oda'da ******'ün yattığı bronz işleme bir ceviz

karyola,
gardrop ve komodin vardır. Oda, halılar, kanepe ve koltuklarla

döşenmiştir.
Duvarları, açık yeşil üzerine yıldızlar ve çiçeklerle süslü

bir
kağıtla kaplıdır. Ceviz karyola üzerende keten işlememe beyaz bir

örtü,
mavi bir yorgan vardır. Pencereleri atlas perdelidir.



******,
Savorana yatında geçen rahatsızlık günlerinden sonra, 25/26

Temmuz
1938 günü saat dokuzu beş geçe, bu odada gözlerini yummuştu.

******'ün
ölümünden sonra, Dolmabahçe Sarayı'nın bu tarihi odası,

******'ün
yatak Odası olarak, olduğu gibi muhafaza edildi. Türk Milleti

ile
birlikte, sonsuz bir yas tutarak.



[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

ERZURUM -
KONGRE BİNASI VE ATATÜRK MÜZESİ

Milli Kurtuluş Savaşı'nın hazırlık
yıllarında, Sivas'tan hareket ederek,

3 Temmuz 1919 günü Erzurum'a
gelen ******, 8/9 Temmuz 1919 gecesi son

Osmanlı Padişahı
Vahdeddin'e bir telgraf gönderen, askerlikten

çekildiğini ve "sine-i
millet'e" döndüğünü bildirmişti. Erzurum'da büyük

bir Kongre'nin
hazırlıklarına girdi. Kısa bir süre sonra, 23 Temmuz

1919'da,
Erzurum Kongresi, Kavaf Mahallesindeki eski bir okulun

salonlarında
açıldı. 6 Ağustos 1919 tarihine kadar, 14 gün devam etti.

Kongrenin
yapıldığı okul, 1877-1878 Osmanlı-Rus savaşlarından sonra

Ortaokul
olarak yaptırılmıştı Kongreden sonra 1920-1921 yıllarında Sanat


Okulu, 1922-1923 yıllarında Sultani (lise), 1924 yılında da ilkokul

olarak
kullanılmış ayni yılın sonunda, çıkan bir yangınla tamamen

yanmıştı.
Erzurum ili özel idaresi, yanan okulun yerine, yeni bir okul

yaptırmış,
1926-1927 ders yılı başında (Gazi İlkokul) adıyla hizmete

açmıştı.
Daha sonra okul, 1940 yılında (****** Yapı Sanat Okulu) olarak


kullanılmaya başlanmıştır.

Her ne kadar, Erzurum Kongresi'nin
yapıldığı bina, 1924 yılında yanmışsa

da yerine yapılan okulun bir
salonu, 1960 yılında (****** ve Erzurum

Kongresi Müzesi) olarak
düzenlenmiş ve ziyarete açılmıştır. Müze

salonundaki geniş bir
masanın üzerinde, Kongreye katılan 53 delegenin

adları yazılı mermer
plakalar vardır. Ayrıca duvarlarda ve vitrinlerde

Kongre ile ilgili
tutanakların, yazışmaların, benaname ve telgrafların

fotokopileri,
delegelerin fotoğrafları ile birlikte kası biyografileri,

******'ün
çeşitli fotoğrafları, Onuncu yıl Nutku'nun el yazısı ile

fotokopisi,
Erzurum'daki tarihi anıtlardan bazılarını yağlıboya

tabloları yer
almaktadır.



İSTANBUL - PERA PALAS'TA ATATÜRK ODASI

******,
7. Ordu Komutanı iken 1917 de Veliaht Vahdettin'le birlikte

Almanya'ya
gitmiş, 4 Ocak 1918 günü dönüşte yine Pera Palas'ta

kalmıştır.
****** Şişli'deki eve taşınıncaya kadar İstanbul'da

bulunduğu
günler hep Pera Palas otelinde kalmıştır.

Son yıllarda, ******'ün
Pera Palas Otelinde kaldığı oda (****** Odası)

olarak
düzenlenmiştir. ****** Odası'nda ******'ün yatağı, gardrobu,

masası,
******'le ilgili eşya ve fotoğrafları sergilenmektedir.



[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

SAMSUN -
ATATÜRK EVİ

Samsun ****** Evi, Mıntıka Palas'ta Samsun
Belediyesince düzenlenerek

ziyarete açılmıştır. Şöyle ki: ******,
Dokuzuncu Ordu Kıt'aları

Müfetişi olarak 18 kişilik kadrosuyla 19
Mayıs 1919 sabahı Samsun'a

geldiği ve Bandırma vapurundan çıkarak
karaya ayak bastığı zaman coşkun

gösterilerle karşılanmış ve şehrin
en iyi binası olan Mıntıka Palas'da

misafir edilmişti. Burası iki
katlı taş bir bina idi. 1902 de yılında

Abacıoğlu adında zengin
birisi tarafından otel olarak yaptırılmıştı.

******'ün Samsuna
geleceğini duyulur duyulmaz, o günlerde kapalı olan

otel,
Mutasarrıfın emriyle açtırılmış, Askeri hastaneden karyola ve

sandalyeler
taşınarak döşenmişti. ******, bir hafta süre ile bu binada

kalmış,
Anadolu'da başlattığı Milli Mücadeleyi ilkin bu binada açmıştı.



Cumhuriyetin
ilanından sonra 20 Eylül 1924 günü eşi latife hanımla

birlikte
Samsun'a ikinci kez gelen ****** , bu sefer Samsunlu Şahinzade


Remzi Bey'in evine konuk olmuştur. O gün Samsun'a ilk geldiği zaman

kaldığı
eski Mıntıka Palas Belediyece kendisine hediye edilmiş, ******

bundan
çok duygulanmıştır. Samsundan ayrılışından sonra, Belediye binayı


dayayıp döşemiş, ****** Evi olarak korumuştur. Harf inkılabı

günlerinde
16 Eylül 1928 de üçüncü kez Samsuna gelen ****** kendi

evinde iki
gece üç gündüz, dördüncü gelişi olan 28 Kasım 1930 tarihinde

de dört
gece beş gündüz kalmıştır.

Samsun ****** Evinin üst kat odaları
******'ün yatak odası, çalışma

odası Toplantı odası salonu olarak
düzenlenmiştir. Alt katta l930

yılında açılan Gazi kütüphanesi, 1972
yılına kadar hizmet vermiş, daha

sonra kütüphane buradan
taşınmıştır. Samsun Belediyesinin düzenlediği

****** evi, Milli
Mücadele tarihimizin ilk sayfası, hatta önsözüdür. Bu

yönüyle tarihi
değeri büyüktür.



[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

ESKİŞEHİR - ATATÜRK VE KÜLTÜR MÜZESİ

Eskişehir-******
ve Kültür Müzesi, eski Temyiz Mahkemesi ve Adalet

İlkokulunda
düzenlenmiş ve 1970 yılında ziyarete açılmıştır.



******,
1920-1938 yılları arasıda Eskişehir'e 16 kez gelmiş, bu

gelişlerinde
Eskişehir'de bir iki gün kaldığı gibi, çoğu kez günü

birliğine
Eskişehir'e uğramıştır. ******'ün Eskişehir'e gelişlerini, bu


gelişlerin anılarını yaşatmak üzere, Prof. Orhan Oğuz'un Milli Eğitim

Bakanı,
bu kitabın yazarının da Müsteşarı olduğu yıllarda, bir ******

Müzesi
açılmasını kararlaştırılmış, Müze için en uygun yerin eski Temyiz


Mahkemesi, daha sonra Adalet İlkokulu olan bodrumu ile 2 katlı bina

olduğu
sonucuna varılmıştır. Bir yıl gibi kısa bir sürede onarılan

binada
******'le ilgili Eşya ve fotoğraflarla ****** ve Kültür Müzesi

düzenlenmiş,
24 Mayıs 1970 günü törenle ziyarete açılmıştır.

****** ve Kültür
Müzesi'nin bölümleri şöyledir:

Birinci Salon :
******'ün anılarını yaşatan eşyalarla tanzim

edilmiş olup, burada
Anıtkabir Müzesinden getirilen şahsi eşyaları,

Ankara Etnoğrafya
Müzesinden getirilen hediyelik eşyaları, kronolojik

olarak dizilen
fotoğrafları yer almaktadır.

İkinci ve Üçüncü Salon :
Topkapı Sarayı Müzesinde ve yöreden de

derlenen etnoğrafik eserler,
******'ün Eskişehir fotoğrafları ile

kentin özelliği olan ve
"beyaz altın" denilen lüle taşının yerinden

çıkışından başlıyarak
işlenişi ve kullanımına kadar geçirdiği safhaları

gösterir
koleksiyonu ihtiva etmektedir. Orta Salon : ****** ile


ilgili kitaplar teşhir edilmektedir.



KASTAMONU - MÜZESİ
ATATÜRK SALONU

******, Kastamonuluların daveti üzerine, 24 Ağustos
1925 Pazartesi

günü, arkadaşları ile birlikte, otomobille
Kastamonu'ya gelmiş, coşkun

gösterilerle karşılanmıştı. ******,
karşılama töreni sırasında ilk kez

panama şapkası ile görünmüş,
böylece şapka inkılabını Kastamonu'da

başlatmıştı. Ertesi günü 25
Ağustos 1925 Salı günü, bazı ziyaretler

yapan, Belediye binasında
halkın dileklerini dinleyen ve konuşmalar

yapan ******, o gün
öğleye doğru İnebolu'ya hareket etmişti.

******'ün Kastomonu'yu
ziyaretleri sarısında kullandığı bazı eşyalar ve

yemek takımları
Kastamonu Belediyesince değerli bir hatıra olarak

saklanmış, daha
sonra Kastamonu Müzesine verilmiştir. Kastamonu

Müzesinde (******
Salonu) nda bulunan eşyalar arasıda cevizden küçük

bir gümüş çay
takımı, peçete, havlu ve sırmalı bronzlar bulunmaktadır.



ELAZIĞ
- ATATÜRK MÜZESİ ODASI

******, Doğu Anadolu'ya yaptığı son gezi
sırasında, 17 Kasım 1937

akşamı Elazığ'a gelmiş, Elazığ Halkevinde
dinlenmiş, Elazığlıların

düzenledikleri toplantıda gece yarısına
kadar kalmıştı. Gece Saat birde

Özel treni ile Fevzipaşa'ya hareket
etmişti. ******'ün Elazığ'dan

ayrılışından sonra, Halkevinde
******'ün oturduğu koltuk, kullandığı

masa ve eşyalar bir hatıra
olarak saklanmıştı. Daha sonra, Elazığ

Halkevi, Elazığ Kız Öğretmen
Okulu olarak kullanılmağa başlamış, burada

bir ****** Odası
düzenlenmiştir. Müzede ******'ün kullandığı

mobilyalar, ******'ün
silahı, yemek takımları, el yazısı belgeler ve

fotoğrafları
sergilenmektedir

.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
****** Müzeleri
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Türkiye’de ****** Düşmanlari Cirit Atarken çinliler ******’e Nasil Bakiyor?
» Ulu Önder ******'ün Soy Ağacı - ******'ün Soy Kütüğü
» 'O' An ATATÜRK
» ******' ün kronolojisi
» AtatÜrk Ve İslamİyet

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Online-Bilgi Yardımı :: Kültür - Sanat - Tarih - Biyografi - Şiir :: ****** Köşesi-
Buraya geçin: