Hiçbirimiz hayata boşlukta ve sıfır noktasında
başlamıyoruz, bizden önce yaşanmış olanların tesiri altındayız. Aynı
şekilde kendi tecrübemizin derinliği oranında da geride bir etki alanı
bırakırız. Bir medeniyet havzasında, bir kültür atmosferinde başlıyor
yolculuğumuz. Gerçek şu ki en önce ruhumuza yakın bir muhitten
besleni-yoruz�br />
Bu imkan âleminde şekilleni-yor birey ve toplum. Bu noktada liderlerin,
içinde neşet ettikleri tarihten, medeniyet ve kültür birikiminden
etkilenme seviyeleri sonraki süreçlerde toplum ve devlet açısından
belirleyicilik de içeriyor.
Bu bağlamda, insanı tesiri altına alan en güçlü olgulardan birisi
dindir. Liderlerin dinle ilişkisi hayati öneme sahiptir.
Peki cumhuriyetin kurucusu ******'ün dinle ilişkisi nedir? Dindar
mıdır, yoksa sıklıkla iddia edildiği gibi ateist midir? Dini zaman zaman
siyasete, alet etmiş midir? İslamiyet'ten vazgeçmek isteyenlere karşı
neden İslamiyet'i savundu? İstiklal mücadelesinde din faktöründen nasıl
faydalandı, peki bunda samimi miydi? Başörtüsü ve başörtüsü ile eğitim
konusunda ne düşünüyordu? Din-devlet ilişkisinde zaman zaman yaşanan
sorun ******'ün din ile sorunlu ilişkisinin bir sonucu mudur?
Hangi ****** sorusu bu alanda da karşımıza çıkıyor. Sakarya
Üniversitesi öğretim üyesi din sosyologu Doç. Dr. Ahmet Faruk Kılıç
�tatürk ve Din�kitabında bu çetrefilli alana eğildi.
�tatürk ve din�konulu bir kitap yayınladın. Bazı kesimler artık
******'ün her konuda referans gösterilmesine gerek kalmadığını
savunurken, sen ne düşünerek ****** ve din konusunu inceleme gereği
duydun?
Onun referanslıktan çıkarılması görüşü tarihi ve sosyal dinamikler
açısından pek isabetli değil. Her şeye rağmen ******, bu toplumun fil
ayaklarından birisidir. Problem referanslıktan ziyade, onun bilimsel ve
toplumsal gelişmeler doğrultusunda yorumlanmasında yatmaktadır.
Herkesin ürettiği bir başka ****** var. Nedir senin savunduğun tez?
******'ü cımbızla seçilmiş birkaç vecizesiyle değil, içinde yaşadığı
sosyo-kültürel bağlamda ele almak gerekir. Hatta etrafındaki seçkinler
açısından da tahlil etmek gerekir. Aksi takdirde yanlış yerlere gidilir.
DİNDEN ÇOK ETKİLENDİ
******'ü etrafındaki seçkinler açısından nasıl okuyorsunuz, bu yapı
dini durumunu nasıl etkilemiş?
Bizler liderleri hep etkileyen insanlar olarak tasavvur ederiz. İnsan
hem etkiler hem de etkilenir. Onun etrafında �uhafazakar� �ökten
batıcı�ve �iberal batıcı�seçkinler yer almıştır. ******'ün dini
söylemleri bu seçkinlerle olan konumuna göre yer yer değişmiştir.
****** ak dediğine daha kara mı demiş?
Hayır, o şekilde bir değişme değil. Dini söylemde azalma, pratiklerden
uzaklaşma gibi değişmeler. Yoksa ******, ölümüne kadar dine olan
inancını korumuştur.
İnançlı mıydı, dindar mıydı?
Çocukluk ve ilk gençlik yıllarında daha dindar, olgunluğuna doğru
ibadetlerini ihmal etmiş, fakat her daim dine saygılı.
CHP'yi kurarken ne düşünüyor?
Şu ifadeleri yol gösterici; Halk Fırkası'nın (CHP) kuruluşunda �slam
âleminin bize gösterdiği teveccühe layık olabilmek için Halk Fırkası'nı
kuruyoruz�diyor.
MOLLA ZÜBEYDE
Çocukluğu ve dinle ilgili ne tür bilgiler var? Çocukluğu dindar bir
ailede geçiyor. Sofuzade ve hafız diye anılan dedeler, molla diye anılan
ninesi. Yine Molla Zübeyde diye hitap edilen bir anne. Mustafa, Kur'an
okumayı öğrenmiş, namazlara katılmaya başlamış. Arada bir Mevlevi
ayinlerine katılmaktadır. Yıllar sonra bu dini merasimi ilk günkü
heyecanıyla anlatmıştır.
Peki gençlik yılları ve ilk komutanlık dönemi dini açıdan nasıl geçmiş?
İlk gençlik yılları da dini açıdan son derece olumludur. Mesnevi
okumalarına başlamıştır. Oruç tutmuş, Selanik'teki Kasımiye Camii'nde
teravih kılmıştır. Çanakkale'de ve İstiklal Mücadelesi yıllarında, silah
arkadaşları onun cephede namaz kıldığını ve askerlerin namaz
kılabilmeleri için yer ve vakit tahsis ettiğini belirtiyorlar.
ATATÜRK DUA EDİYOR
Peki kendisi düşmana galip gelmek için dua etmemiş mi, Allah'tan yardım
istememiş mi? ******'ün konuşmaları tarandığında aslında onun ağzı
dualı bir insan olduğu görülmektedir. Örneğin Başkomutanlık Meydan
Muharebesi öncesi ellerini göğe kaldırarak; �a Rabbi Sen, Türklüğün ve
Müslümanlığın ayaklar altında çiğnenmesine müsaade etme�diye dua
etmiştir. Meclis tutanaklarına geçen konuşmalarında bazen
milletvekillerini ayağa davet ederek, İstiklal Savaşı'nda vefat eden
şehitlerin ruhları için Fatiha okutmuştur. Her Ramazan'da Hafız Yaşar
Okur'a Hacı Bayram Veli ve Zincirli Kuyu Camilerinde hatim
okutturmuştur.
DİNİ SÖYLEMİ SANSÜRLENİYOR
1924'lere kadar dini referansları kullandığı, bunu da dindarların
desteğini almak için yaptığı, aslında dini konularda samimi olmadığı
iddiasına ne dersin? Bu yanlış yorum yüzünden ******'ün dinle ilgili
yüzlerce olumlu mesajı görmezden geliniyor. Hatta sansürleniyor. Halbuki
bunlardan bir kısmı, günümüzde dini alanda yaşanan bazı problemleri
aşmada büyük önem taşıyor. Annesiyle olan telgraflarına bakalım ne kadar
içten bir din dili kullanılmış. Annesini de mi kandırmış?!
******'ün dinle ilgili mesajlarında 1924'lerden sonra bir azalma yok
mu? Var. Ama bu azalmayı niye samimiyet açısından izah edelim.
Sen nasıl izah ediyorsun?
Bence insan ontolojisiyle ilgili bir konu. İnsanlar daha çok darda
kalınca Allah'a yönelirler, dua ederler. Bu sıkıntılar geçince yönelişte
azalma olur. Tabii muttaki kullar böyle yapmamalı. ******'ün dini
referanslarının azalmasında dönemin sosyal ve siyasi olaylarının da
etkisi vardır.
ATATÜRK'Ü KULLANDILAR
Muhafazakar kesimin ******'e mesafeli durduğunu düşünüyor musunuz?
Böyle bir genelleme yapamam, belli oranda mesafeli olan var. Fakat
mesafe artmıyor, azalıyor. Mesafenin oluşmasında 1925'lerden sonra
******'ün etrafını saran kökten batıcı seçkinlerin rolü büyük. O
seçkinler ******'ün ismini ve karizmasını kullanarak çok yanlış
icraatlar yaptılar. Özellikle dini alanda. Söylemde olmamasına rağmen
eylemde dini ve dindarları incitmişlerdir. Bütün bunlar ******'e mal
edilmiştir.
Yani ******'ü kullanmışlar mı?
Hem kullanmışlar hem de sansürlemişler�Onu geçmişle bağlarını kopararak
sundular topluma. 1925'lerden 30'lara hatta 35'lere kadar bu seçkinler
ülkede adeta terör estirmişler. İstiklal Marşı'nı yazan Milli Şair bile
Mısır'a gitmek durumunda kalmıştır. Bir taraftan millete kan kustururken
öte yandan ******'e akıl almaz dalkavukluklar yapmaktan geri
kalmamışlar. Bazıları İslam Peygamberi için yazılan Mevlidi Şerif'i
******'e uyarlamaya kalkmış, kimisi Kâbe yerine Çankaya'yı önermiş.
Bütün bunlar ******'ü rahatsız etmemiş mi?
Belli oranda elbette etmiştir. Bazılarını fırçalamıştır. Zaman zaman
onlardan kurtulmayı da denemiştir. Fakat, imtiyazları uğruna bu kesim
her defasında liderle bağlarını sıcak tutmuş ve bu sayede rakip
gördükleri muhafazakar ve liberalleri ezmişlerdir.
******, 'Devletin dini İslam'dır' ibaresini Anayasa'ya koydurmak
istememiş, fakat sonra ikna olmuş?
Avrupalı bir devlet olmanın şartı olarak görür. Fakat yine de, halkın
bunu isteyeceğini düşünerek ilk Anayasa'da �evletin dini
İslam'dır�ibaresini kaydettirir. Bazı vekiller, İslam'ın yerine
Hıristiyanlığın yazılmasını önerir, İslam'ın gelişmeye mani olduğunu
savunurlar.
Orada ******'ün tavrı nedir?
Nettir. İslam'ın gelişmeye mâni olduğunu değil, aksine İslam'ı yanlış
tatbikin ilerlemeye engel olabileceğini söyler. Bu nedenle okullarda
dini eğitimin verilmesini özenle teşvik eder. İslam'ın yanlış
tanınmasını, yanlış yorumlara mal eder. �slam en mantıklı ve en tabii
dindir�demiştir.
Gazi Mustafa Kemal Köşk'te iftar verirdi
Köşk'e çıkınca ******'ün dindarlığı ne oldu?
Dini hassasiyeti vardır.
İçki sofraları meşhur�br />
Yakınında bulunan insanlardan Hafız Yaşar Okur, onun Ramazan aylarında
şehitler için hatim okunmasını rica ettiğini, Cumhurbaşkanlığı konağında
gelen misafirler için sahur ve iftar verdirdiğini, Ramazan aylarında
saz heyetini konaktan göndererek, kendisinden Kur'an-ı Kerim dinlemeyi
tercih ettiğini anlatır.
Nedir onun son sözleri?
Genel sekreteri Hasan Rıza Soyak'a göre ******'ün son sözleri
�leykümesselam�olur. Psikanalitik bakışa göre, bu onun iç dünyasındaki
yoğun İslamî geleneği işaret eder. ****** çocukluğundan itibaren dini
ve milli duygularla yoğrulmuş, kültürel olarak da olsa Osmanlı yaşamını
beraberinde taşımıştır.
Bugün toplum ve devletin hafızasında sunulandan daha dindar bir ******
portresi olsaydı Türkiye'de ne değişirdi?
Devleti ve milleti ile daha bütünleşmiş bir Türkiye olurdu, gereksiz
tartışma ve kavgalarla toplum ve devlet bu kadar hırpalanmazdı.
Müslüman kadının eğitimli olmasını istiyordu
Kitaptaki başlıklardan biri �tatürk ve kadınların örtünmesi�bu konuda da
mı yorum tekeli var?
Evet.
Temel olarak ne diyor ******?
Kadınlarla ilgili asıl mesele giyim kuşam değil, yeter ki örtünme ve
açılmada aşırı gitmesinler. Mesele zihni, ruhi gelişim yani eğitimleri.
Bu çerçevede isteyen İslam'ın öngördüğü tesettür tarzını benimseyebilir.
Bu sosyal, ekonomik, bilimsel faaliyetlerine engel teşkil etmez.
Müslüman kadının eğitimli olmasını istiyor.