Online-Bilgi Yardımı
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Online-Bilgi Yardımı

Online-Bilgi | Uzun Soluklu Paylaşım
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 ******'ün Sözleri - Türk Ordusu - Türk Askeri - Vatan Savunması

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Teorim
Forum Admin
Teorim


Mesaj Sayısı : 540
Kayıt tarihi : 02/04/10
Nerden : Türkiye

Atatürk'ün Sözleri - Türk Ordusu - Türk Askeri - Vatan Savunması Empty
MesajKonu: ******'ün Sözleri - Türk Ordusu - Türk Askeri - Vatan Savunması   Atatürk'ün Sözleri - Türk Ordusu - Türk Askeri - Vatan Savunması Icon_minitimePerş. Mayıs 20, 2010 6:21 pm

Türk
Ordusu - Türk Askeri - Vatan Savunması



Ben askerliğin her şeyden
ziyade sanatkârlığını severim. ( 1912 )

Ordunun vazifesi, vatanı çiğnemek isteyen düşmana karşı ayağa
kalkmaktır. Bu kalkış, elbette yerinde durmak için değil, düşmana
atılmak için olursa kalkılmış olduğuna değer. ( 1914 )


Kumandanlar her hal ve andaki duruma karşı gereken tedbirleri
tereddütsüz ve süratle almaya mecburdurlar. ( 1914 )

Herhalde askerlerimizin ruhunu kazanmak bizim için bir vazife
olduğu gibi evvelâ onlarda bir ruh, bir emel, bir karakter yaratmak da
Allah'tan ve Medine-i Münevvere'de yatan Cenâb-ı Peygamber'den sonra
bize yöneliyor. ( 1914 )


Muharebede yağan mermi yağmuru, o yağmurlardan ürkmeyen eri,
ürkenlerden daha az ıslatır. ( 1914 )

Zaferi, denizi kontrol altında tutan, ihtiyacı olduğu şeyi,
ihtiyacı olduğu zaman, istediği yere nakledebilen ülke kazanır. ( 1915 )


Benimle beraber burada muharebe eden bütün askerler kesinlikle
bilmelidir ki, bize verilmiş namus vazifesini tamamen yerine getirmek
için, bir adım geri gitmek yoktur.
Uyku ve istirahat aramanın, bu istirahatten yalnız bizim değil, bütün
milletimizin sonsuza kadar yoksun kalmasına sebep olabileceğini hepinize
hatırlatırım. Bütün arkadaşlarımın aynı görüşte olduklarına ve düşmanı
tamamen denize dökmedikçe yorgunluk belirtileri göstermeyeceklerine
şüphe yoktur. ( 1915 )

Size ben taarruz emretmiyorum, ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye
kadar geçecek zamann içinde yerimize başka kuvvetler ve komutanlar
gelebilir. ( 1915 )


Biz de askeriz, biz de bu orduya kumanda etmiş adamız. Türk Askeri
kaçmaz, kaçmak nedir bilmez... Eğer Türk Askeri'nin kaçtığını
görmüşseniz, derha kabul edilmelidir ki, onun başında bulunan en büyük
kumandan kaçmıştır. ( 1918 )

Ben Türk Ordusunun yabancısı bir adam değilim; ben ordu ile küçük
rütbelerden beri içten teması olan bir askerim. Ben, hadiselerin akışı
ile ordunun içinde subay, nihayet komutan olarak iş görmüş ve kanaatime
göre başarılı olmuş bir komutanım. Türk Ordusunu, onun faziletini,
kıymetini ve bu ordu ile neler yapılabileceğini bizim kadar anlayan az
olmuştur. ( 1918 )

Kuvvetli bir ordu denildiği zaman anlaşılması lazım gelen anlam,
her kişisi, bilhassa subayı, komutanı; medeniyetin ve tekniğin
gereklerini kavramış ve ona göre iş ve hareketlerini uygulayan yüksek
ahlâkta bir topluluktur. Şüphe yok ki temel amacı, vazifesi, düşüncesi
ve hazırlığı vatan savunmasıyla sınırlanmış olan bu topluluk, memleketin
siyasetini idare edenlerin en nihayet verecekleri kararla faaliyete
geçer. ( 1918 )


Bir ordunun cevheri ne olursa olsun, siyasete karışırsa birlikte
hareket ve savaşma yeteneğini temelinden kaybeder. Ve vatanın savunma
gücünü hiçe indirir. Siyasete karışmış bir ordunun, karışmadan önceki
disiplini ve savaşma yeteneğini yeniden kazanabilmesi için çok zaman
ister. ( 1918)

Gerçek ilim ve bilgiyi verebilecek asıl okul kıtalardır. ( 1918)

Askerler mert olur. Türk Askeri ise mertlerden daha mert ve pek
civanmert olur. (1919)

Milletin bağımsızlığı tehlikeye girdiği zaman millet, ordularını
kendi toplar ve yalnız bir hareket tarzı kabul eder; o da kurtuluş
uğrunda sonuna kadar kanını dökmek. ( 1919)

Ordumuz hayat ve onur mücadelesinde milletin ve milletin gayelerinin
tek dayanağıdır. Ordunun, kendisine verilen bu yüce vazifeleri hakkı ile
başarabilmesi için sahip olması gerekli niteliklerden birincisi, demir
gibi bir disiplindir. ( 1920 )

Eğer ölmek gerekirse o da yapılır. Ölmek ancak öldürmek amaç ve
hedefine yönelmiş olmalıdır. Fakat öldükten sonra hiçbir gaye
sağlanamayacaksa neye yarar? ( 1920 )


Gerçekte bütün amacımız bu milli sınırlar içindeki milletimizin
rahatını, refahını ve bu milli sınırlar ile belirlenmiş vatanımızın
bütünlüğünü korumaktan ibarettir. ( 1920 )

Dünyanın hiçbir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz, daha
sağlam bir askere rast gelinmemiştir. Her zaferin mayası sendedir. Her
zaferin en büyük payı senindir. Kanaatinle, imanınla, itaatınla, hiçbir
korkunun yıldıramadığı demir gibi temiz kalbinle düşmanı nihayet alt
eden büyük gayretin için gönül borcumu ve teşekkürümü söylemeyi nefsime
en aziz bir borç bilirim. ( 1921 )


Türk Milleti hakikaten büyük millet. Hüner ona lâyık kumandan
olabilmekte. ( 1921 )

Bu milletin evlatlarının fedakarlıkları, kahramanlıkları için ölçü
bulunamaz. Erlerimiz hakkında yeni bir şey ilave etmek isterim: Kahraman
Türk askeri Anadolu muharebelerinin manasını anlamış yeni bir ideal ile
savaşmıştır.
Türkiye Ordusu... ölmemek için yenmeye karar vermiş olan bir milletin
şeref ve bağımsızlığını savunmak olan kutsal vazifesini her türlü büyük
yokluklar içinde yerine getirmeye mecbur olmuş; fakat hak ve adaletin
son zaferine olan inanç, galibiyeti sağlamıştır. Sakarya Zaferi'ni
kazanmak için en küçüğünden en büyüğüne kadar sevinçle çalışan Türkiye
halkı ve ordusu, gerek muharebe esnasında ve gerek muharebeden sonra...
bütün Doğu memleketlerinde gösterilen bu sevgiden özellikle
duygulanmışlardır. Bu sevgi gösterileri, Türkiye halkının Sakarya
Muharebesi'nde bütün Doğu milletlerinin kurtuluşu için mücadele ettiğini
bu milletlerin de kavradıklarını ispat etmiştir. ( 1921 )


Böyle evlatlara ve böyle evlatlardan oluşan ordulara sahip bir millet
elbette hakkını ve bağımsızlığını tam anlamıyla korumakta başarılı
olacaktır. Böyle bir milleti bağımsızlığından yoksun etmeye kalkışmak
hayal ile uğraşmaktır. ( 1921 )

Milletin savunmada kararlılığı devam ettikçe batı dünyası başka
başka fikirlere yöneldiler, başka fikirlere sahip oldular. Öncelikle
batı milletleri, kendi hükümetlerinden başka türlü düşünmeye başladılar.
Herhalde burada bir milletin varlığını tanımak düşüncesini açığa
vurdular. ( 1921 )


Milli sınırlarımız içerisinde memleketin bütünlüğünü, milletin tam
bağımsızlığını sağlamak. Bizim millete karşı üstümüze aldığımız vazife
bunu yerine getirecektir. Bundan dolayı meclisin ve hükümetin takip
ettiği siyaset bu amacı elde etmeye yönelmiştir. Heyetimiz hedefe
yürürken daima memleketin, milletin gücüne dayanarak yürütmüştür. ( 1921
)

Bizi yok etmek düşüncesi karşısında, varlığımızı silahla korumak ve
savunmak çok doğaldır. Bundan daha doğal ve daha haklı bir hareket
olamaz. ( 1921 )


Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti'nin ordusu istilalar yapmak veya
saltanatlar yıkmak veya saltanatlar kurmak için şunun bunun elinde
ihtiras âleti olmaktan uzaktır.
Türkiye Büyük Millet Meclisi ordularının vazifesi "Misakı Milli"
hükümlerini sağlamaktır. ( 1922 )

Ordu, insanca ve bağımsız yaşamaktan başka gayesi olmayan milletle
aynı ideale sahip olmaktan gurur duyan ve yalnız onun emrine bağlı ve
sadık öz evlatlarından oluşmuş saygıdeğer ve kuvvetli bir heyettir. (
1922 )


Bugün mutluluğunu hissettiğimiz zaferi ancak milletimizin iman azmi,
kudreti ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Orduları'nın süngüleri
kazanmıştır. Üzerinde başka türlü hiçbir kuvvet, hiçbir baskı yoktur ve
olmamıştır.Milletin ve orduların kabiliyeti, bütün milli hedeflerimizi
sağlayacak derecededir. Memleketin kaynaklarının bolluğu halkın çalışma
kabiliyeti ve orduların süngüleri barış zamanında her türlü neticeyi
elde edecektir. ( 1922 )

Bir millet, bir meclis ve hükümet, ordusunu kendisinden bilir, ona
güvenir ve itimat ederse birliklerinin başında birtakım kontrol
heyetleri bulundurmaya gerek yoktur. (1922 )


Memleketimizin bereketli topraklarından, sonsuz değerlerinden çeşit
çeşit ve zengin kaynaklarından kimseye muhtaç olmadan hakkıyla
yararlanabilmek için ve bundan dolayı milletimizi mutlu ve refahlı,
ordumuzu tüm ihtiyaçları karşılanmış ve güçlü yaşatabilmek için, sanat
şarttır.
Sanatın en basiti, en şereflisidir. Kunduracı, terzi, marangoz, saraç,
demirci, nalbant sosyal hayatımızda, askeri hayatımızda hürmete, şerefe
en layık sanatkârlardır. (1922 )

( Esir alınan Yunan Generali Trikopis'e söylenmiştir: ) Harp bir
talih oyunudur, general. Siz, vazifenizi yaptınız. Mesuliyet talihten
geliyor. Üzülmeyiniz. ( 1922 )


İnsanların mücadelesinde en kuvvetli istihkâm iman dolu göğüslerdir. (
1922 )
Yarım hazırlıkla, yarım tedbirle yapılacak taarruz, hiç taarruz
etmemekten daha çok fenadır. ( 1922 )

Düşmanın taarruzla başlayacak bir hareketine karşı, bizim karşılık
olarak vermiş olduğumuz karar yine taarruzla cevap vermektir. ( 1922 )


Kurtuluş için... Bağımsızlık için eninde sonunda düşmanla bütün
varlığımızla vuruşarak onu mağlup etmekten başka karar ve çare yoktur ve
olamaz! Sinir gevşetici sözlere, telkinlere önem verilmemeli ve itimat
edilmemelidir. Osmanlı tarzı idare ve siyasetin yarattığı bu çeşit
anlayış reddedilmelidir. Ordu ile, muharebe ile, inat ile bu işin
içinden çıkılmaz şeklindeki kaynağı dışarıda olan, öğütlere uyarak; bir
vatan, bir millet bağımsızlığı kurtulamaz. Tarih, böyle bir olay
kaydetmemiştir. Bunun aksini düşünerek hareket edeceklerin, acılı
sonuçlarla karşılaşacaklarına şüphe yoktur. ( 1922 )

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin muzaffer orduları, yeni zaferler
kazanma aşkı ile yetinmezler. Fakat bu zafer ( kazanma ) aşkı, milletin
esenlik ve mutluluğunu sağlama aşkından kaynaklanmaktadır. ( 1923 )


Ordumuz babalarına ve atalarına layık evlatlardan meydana geldiğini
göstermiştir. ( 1923 )

Türkiye Devleti'nin bağımsızlığı kutsaldır. O, sonsuza kadar güven
içinde ve her çeşit tahlikeden korunmuş olmalıdır.
Devletin bağımsızlığının, millet ve memleket hayatının tek koruyucusu
kahraman ordumuzdur. Bundan dolayı, askeri teşkilatımızın özel bir itina
ile düzenlenmesi ve geliştirilmesi en önemli hususlardandır. ( 1923 )


Mutlaka şu ve bu sebepler için, milleti harbe sürüklemek taraftarı
değilim. Harp zarurî ve hayatî olmalı. Gerçek kanaatim şudur: Milleti
harbe götürünce, vicdanımda acı duymamalıyım. "Öldüreceğiz" diyenlere
karşı, "Ölmeyeceğiz" diye harbe girebiliriz. Lâkin millet hayatı
tehlikeye uğramadıkça, harp bir cinayettir. ( 1923 )

Süngü, kuvvet, şeref ve haysiyetin müdafaa edemediği hatlar, başka
hiçbir prensiple müdafaa edilemez. ( 1923 )


Bir ordunun değeri, subay ve kumanda heyetinin değeri ile ölçülür. (
1923 )

Savaş alanlarında düşmanlarını yenenler ve zafer kazanan milletler
çoktur. Fakat gerçek zafer, gerçek zafere hazırlanmak için gerekli
güçlerin kaynağını güçlendirmekle mümkündür. ( 1923 )


Askerlik hayatını öyle bir okul haline koymalıdır ki, hem vatanı
savunabilecek derecede askerlik sanatını öğrensin ve hem de memleketine
döndüğü zaman bütün köy için ve köy halkı için ve hayatı için faydalı
olabilecek şeyleri öğrensin. ( 1923 )

Çiftçiler, halk, millet yalnız birşey için silaha sarılmalıdır.
Milli sınırları içinde hayatı, bağımsızlığı, egemenliği için... Yani
bizim askeri politikamız bir savunma politikası olmalıdır. ( 1923 )


Bütün düşmanlarımız, bütün dünya anlamıştır ki; egemenliğini çok
kıskanç bir şekilde savunan ve koruyan milletimiz memlekete ayak basacak
düşmanları kovacak ve yok edecektir. ( 1923 )

Benim için ordumuzun kıymetini ifade ölçü şudur: Türk Ordusu'nun
bir birliği, eşitini mutlaka mağlûp eder; iki mislini durdurur ve tesbit
tesbit eder. Şimdilik bundan fazlasını istemiyorum. Çünki fazlasını
milletimizin yaradılışından sahip olduğu cengaverlik zaten temin
etmektedir. Fakat bu kıymeti mutlaka muhafaza etmek lâzımdır. Bunu
askerî bir esas, bir kaide olarak göz önünde tutmalıdır. Bu kıymet
korundukça teşkilâtımızı, talim ve terbiyemizi, sevk ve idaremizi bu
hedef ve gayeye yürüttükçe, Türkiye'nin her türlü taarruzdan, tecavüzden
korunmuş olacağına ve korunacağına kimsenin şüphesi kalmaz. ( 1924 )


Türkiye Cumhuriyeti yalnız iki şeye güvenir. Biri millet kararı,
diğeri en üzücü ve en güç şartlar içinde dünyanın takdirlerine hakkıyla
lâyık olma niteliğini kazanan ordumuzun kahramanlığı; bu iki şeye
güvenir.
Bu ordular tarihte benzeri görülmemiş kahramanlıklar, fedakârlıklar
göstermiştir. Şanlı zaferler kazanmıştır. Millet ve memleketin gerçekten
minnet ve teşekkürüne hak kazanmıştır. ( 1924 )

Türkiye en zayıf zannedildiği bir zamanda ordusu sayesinde en
kuvvetli olduğunu ispat etmiştir. Ordumuz vatan içinde zafer
kazanmıştır. Bu durum Türkiye'nin olağanüstü gücünün, yüce
kararlılığının ve ölmez varlığının en belirli delilidir. Düşmanın vatan
içine girmiş olması düşman lehine birçok durum ve sebepler doğurur.
Bütün bu güçlükleri aşarak düşmanı vatan içinde yenmek, ortadan
kaldırmak başlı başına bir varlık, büyük bir kuvvet eseridir. Vatan
içerisinde yenilginin sonucu son derece kötüdür, tehlikelidir. Bu
gerçeği doğrulayan yakın ve uzak tarihi örnekler çoktur. ( 1924 )


Memleketin genel hayatında orduyu siyasetin dışında tutmak prensibi,
Cumhuriyetin daima dikkat ettiği bir esas noktadır. Şimdiye kadar takip
edilen bu yolda; Cumhuriyet orduları vatanın güvenilir ve sağlam
koruyucusu olarak saygınlığını muhafaza etmiştir. ( 1924 )

Sınırlarının önemli ve büyük kısımları deniz olan Türk Devleti'nin
donanmasının da kuvvetli ve büyük olması gerekir. O zaman Türkiye
Cumhuriyeti daha rahat ve emin olacaktır. Mükemmel ve güçlü bir Türkiye
Donanması'na sahip olmak amaçtır. Bunun ilk hareket noktası harp
gemileri alınmasından önce, onları başarıyla sevk ve idare edecek
yetenekte komutanlara, subaylara, uzmanlara sahip olmaktır. ( 1924 )


Afyonkarahisar - Dumlupınar Meydan Muharebesi ve onun son safhası olan
30 Ağustos Muharebesi Türk tarihinin en önemli bir dönüm noktasını
meydana getirir. Milli tarihimiz çok büyük ve çok parlak zaferlerle
doludur. Fakat Türk milletinin burada kazandığı zafer kadar kesin
neticeli ve bütün tarihe, yalnız bizim tarihimize değil, dünya tarihine
yeni bir yön vermeye kesin etkisi olan bir meydan muharebesi
hatırlamıyorum.
Hiç şüphe etmemelidir ki, yeni Türk Devleti'nin, genç Türk
Cumhuriyeti'nin temeli burada sağlamlaştırdı. Hayatının sonsuzluğa
burada taçlandırıldı. BU sahada akan Türk kanları, bu gök yüzünde uçan
şehit ruhları devlet ve Cumhuriyetimizin sonsuza kadar muhafızlarıdır. (
1924 )

Dünyada sevgisi benim için yegâne cömert olan şey Mehmedin, Türk
Köylüsü'nün asaletinden gelen şeylerdir. Onun sevgisine inanmış ve
kanmış olanlar insanların en bahtiyarlarıdırlar. Mehmedcik, o ne
elmastır o, Mehmedcik dünyanın en yiğidi, Mehmedcik... ( 1925 )


Vatanın iç ve dış herhangi bir tehlikeden en az fedakarlıkla en az
zamanda kurtulması için tek çare, herhangi bir seferberlik çağrısına her
vatandaşın derhal ve hiç zaman kaybetmeksizin uymasıdır.
Vatandaşlarım! Türk vatanının gelişmesi, bütünlüğü ve her tehlikeden
korunması bir seferberlik çağrısına derhal uymaktır. Bu prensibi
yetişkinlermizin ve yetişecek evlatlarımızın daima hatırında
bulundurmalıyız. Türk vatanseverliğinin birinci özelliği vatan savunması
çağrısı karşısında her işi bırakarak silah altına koşmaktır. ( 1925 )

Milleti yönetenlerin dayanağı ordu olmuştur. Diğer milletlerde ordu
ile millet daima birbiriyle karşı karşıyadır. Halbuki bizde tamamıyla
bunun tersidir. ( 1925 )


Zafer, "Zafer benimdir" diyebilenindir. Başarı, "Başaracağım" diye
başlayanın ve "Başardım" diyebilenindir. ( 1925 )

Süngü, kuvvet, şeref ve onurun savunamadığı hatlar, başka hiç bir
prensiple savunulamaz. ( 1926 )


Ordu, Türk Ordusu!.. İşte bütün milletin göğsünü itimat, gurur
duygularıyla kabartan şanlı ad!
Ordumuz, Türk birliğinin, Tüek kudret ve kabiliyetinin, Türk
vatanseverliğinin çelikleşmiş bir ifadesidir.
Ordumuz, Türk topraklarının ve Türkiye idealini gerçekleştirmek için
harcamakta olduğumuz sistemli çalışmaların yenilmesi imkânsız
teminatıdır. ( 1927 )

Ben, ordumuzun varlığını ve kuvvetini, paramızla uyumlu olarak
bulundurmak teorisini kabul edenlerden değilim; "paramız vardır, ordu
yaparız; paramız bitti, ordu dağılsın..." Benim için böyle bir mesele
yoktur. Efendiler, para vardır veya yoktur, ister olsun ister olmasın,
ordu vardır ve olacaktır. ( 1927 )


Bütün ordusu üstün düşman ordusu karşısında mağlup ve kendiliğinden
geri kaçarken, kılıcını çekip tek başına atını, düşman kumandanının
çadırına saldırarak öülm arayan Türk Kumandanları görülmüştür. ( 1927 )

Bir Türk komutanının, ordusunu kullanmaksızın, herhangi bir kötü
rastlantı ve kötü talih sonucu bile olsa, düşmana esir düşmesini biz hoş
görsek de, tarih bunu asla affetmez ve affetmemelidir. Türk İnkılâp
Tarihi'nin gelecek nesillere sözleri ve uyarısı işte budur... ( 1927 )


Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh, bütün vatandır.
Vatanın her karış toprağı, vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça, terk
edilemez. Onun için küçük, büyük her birlik bulunduğu mevziden
atılabilir. Fakat küçük, büyük her birlik ilk durabildiği noktada,
tekrar düşmana karşı cephe teşkil edip muharebeye devam eder. Yanındaki
birliğin çekilmeye mecbur olduğunu gören birlikler, ona bağlı olamaz.
Bulunduğu mevzide sonuna kadar dayanmaya ve direnmeye mecburdur. ( 1927 )


Yarım hazırlıkla, yarım tedbirle yapılacak taarruz, hiç taarruz
etmemekten daha çok fenadır. ( 1927 )


Muharebeye "ya şehit veya gazi olmak için" gidilir. Genel olarak,
yiğitlik meydanında ölenlerin hepsine şehit denilirse de, sağ kalanların
hepsine gazi ünvanı verilmez. Bu ünvanı ancak kanun verir. ( 1927 )

Tarihte yarılmamış ve yarılmayan cephe yoktur... Cepheler
delinebilir, buna karşı tedbir, delinen kısmı derhal kapamaktan
ibarettir. Bu ise cephe üzerindeki kuvvetlerden başka, geride, ihtiyatta
kuvetli kademeler bulundurmakla mümkündür. ( 1927 )


Yurt toprağını karış karış, kanını akıtarak ve canını vererek savaşan
Mehmetçiğin hakkını ben evliyalara kaptırmam. Kimileri benim bu
davranışıma, halkın inancını inciten yersiz bir davranış gözüyle bakmış
olabilirler; ama ben, hele yurdun savunmasında güvenilecek gücün
evliyaların, yatırların "maneviyatı" olamayacağını hatırlatmayı artık
zorunlu bulmuştum. ( 1927 )

Bütün maddi ve manevi varlığını, vatan savunmasına adamakta ağır
davranan ve kayıtsızlık gösteren milletler, savaşı ve muharebeyi ciddi
olarak göze almış ve başarabileceklerine inanmış sayılamazlar. ( 1927 )


Vatanı savunmak için yetiştirilen her tür iç politika ve
anlaşmazlıkların dışında ve üstünde saygın bir durumda bulunan Türk
Subayı'nın gericiler karşısındaki yüksek vazifesinin vatandaşlar
tarafından yalnız saygıyla karşılandığına şüphe yoktur... Büyük ordunun
kahraman subayı ve Cumhuriyet'in idealist öğretmen topluluğunun değerli
üyesi Kubilay Bey'in temiz kanı ile Cumhuriyet'in canlılığını tazelemiş
ve kuvvetlendirmiş olacaktır. ( 1930 )

Türk Milleti ordusunu çok sever, onu kendi idealinin koruyucusu
telâkki eder. ( 1931 )


Millet ve kahraman çocuklarından meydana gelen ordu, o derece
birbiriyle kaynaşmıştır ki, dünyada ve tarihte bunun örneği çok
enderdir. Bu milli görünüş ile daima övünebiliriz. ( 1931 )

Devletin yüksek bünyesinin sarsılmaz temeli olan ve milli ideali,
milli varlığı ve inkılâbı kollayan ve koruyan Cumhuriyet ordusunun ve
onun kıymetli ve fedakâr mensuplarının daima hürmet ve şeref mevkiinde
tutulmasına özel itina gösteririz. ( 1931 )


Havacılarımız, bütün ordu ve donanmamız gibi vatanı korumaya hazır
kahramanlardır. Büyük millet, bu soylu evlatlarıyla kendini mutlu
sayabilir. ( 1935 )

Olaylar, Türk milletine, iki önemli kuralı yeniden hatırlatıyor:
Yurdumuzu ve haklarımızı savunacak kuvvette olmak... Barışı koruyacak
uluslararası çalışma birliğine önem vermek... ( 1935 )


Deniz silahlarına önem veriyoruz. Denizcilerimizin iyi silahlı ve iyi
eğitimli olarak hazırlanmaları büyük emelimizdir. ( 1936 )

Türk Milleti ve onun küçük ve büyük yaştaki çocukları çelikten
yapılmış heykellerdir; onların ne olduklarını anlamak için onlarla savaş
meydanlarında boy ölçüşmek lâzımdır. İşte böyle bir teşebbüstür ki,
Türk Gençliği'nin binlerce sene evvelden beri tanınmış olan yüksek
kıymet,kuvvet, kudret ve yenilmek zekâsının imtihanı olur. Türk Milleti
her an ve her kiminle olursa olsun böyle bir imtihana hazırdır. ( 1937 )


Büyük milli disiplin okulu olan ordunun; ekonomik, kültürel, sosyal
savaşlarımızda, bize aynı zamanda en lüzumlu elemanları da yetiştiren
büyük okul haline getirilmesine, ayrıca özen gösterilip, gayret
edileceğine şüphem yoktur. ( 1937 )

Vatanın ve rejimin koruyucusu olmakla kalmayıp en geniş ve gerçek
anlamı ile bir barış unsuru ve bir eğitim ve öğretim ocağı olan yenilmez
ordumuzun... son sistem silah ve motorlu araçlarla donatılması
yolundaki çalışmalara hız vermeliyiz. ( 1938 )


Zaferleri ve mazisi insanlık tarihi ile başlayan, her zaman zaferle
beraber medeniyet nurlarını taşıyan kahraman Türk Ordusu!
Memleketini en buhranlı ve müşkül anlarda zulümden, felâket ve
sıkıntılardan ve düşman saldırısından nasıl nasıl korkmuş ve kurtarmış
isen, Cumhuriyet'in bugünki verimli devrind de askerlik tekniğinin bütün
modern silah ve vasıtaları ile donatılmış bir şekilde vazifeni aynı
bağlılıkla yapacağına hiç şüphem yoktur...
Türk Vatanı'nın ve Türklük topluluğunun şan ve şerefini, iç ve dış her
türlü tehlikelere karşı korumaktan ibaret olan vazifeni her an yapmaya
hazır ve hazırlanmış olduğuna benim ve büyük ulusumuzun tam bir inan ve
itimadımız vardır. ( Ulus Gazetesi, 30 Ekim 1938 )

Dünyada sevgisi benim için cömert olan tek şey, Mehmedin, Türk
köylüsünün asaletinden gelen şeylerdir. Onun sevgisine inanmış ve kanmış
olanlar insanların en mutlu olanlarıdır.
Bir milletin alın yazısını müsbet ve menfî olarak tayin eden meydan
muharebelerdir. Çünkü bir harbin neticesi ancak meydan muharebelerindeki
zafer veya mağlûbiyetle belli olur.
Silah arkadaşlığı, fikir arkadaşlığı demektir.
Askerî plân arzuya değil, hesaba dayanarak tanzim olunmalıdır.
Vatan savunmasına ait vazifelerden daha önemli ve yüce vazife olamaz.
Vatan kesinlikle esenliğe kavuşacak, millet kesinlikle mutlu
olacaktır. Çünkü kendi esenliğini, kendi mutluluğunu memleketin ve
milletin esenliği için feda edebilen vatan evlatları çoktur.
Bir milletin alın yazısını olumlu veya olumsuz olarak belirleyen
meydan muharebeleridir. Çünkü bir harbin sonucu ancak meydan
muharebelerindeki zafer veya mağlubiyetle belli olur.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
******'ün Sözleri - Türk Ordusu - Türk Askeri - Vatan Savunması
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» ****** Ve Türk Ordusu
» Mustafa Kemal ******/Türk Ordusu
» ATA'mızın TÜRK'lük hakkında sözleri
» ******ün Amerikaya Seslenişi | Orjinal Video
» ******ün Tabutunun Açıldığı Gün

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Online-Bilgi Yardımı :: Kültür - Sanat - Tarih - Biyografi - Şiir :: ****** Köşesi-
Buraya geçin: